Yorum 1

Yastıkaltı Yatırıma Enteresan İletişim

Teknoloji aldı başını yürüdü. Neredeyse tüm alışkanlıklar değişirken yastıkaltı yatırım da tarih olma noktasında. Yastıkaltı yatırım konusunda yıllardır çalışan işin kahramanları yastıklar da sonunda halka seslenmeye karar verdiler.

Onların bakış açısından yastıkaltı birikimin zorluklarını, zahmetlerini dinledikçe stres yönetimindeki yeteneklerini takdir edecek, birikim güvencesiyle ilgili kaygılarına siz de hak vereceksiniz. Yastıkların bile `Yeter artık` dediği yastıkaltı yatırıma güvenli ve kazançlı bir alternatif olarak, neyse ki Garanti hep hizmetinizde.



Yastık altındaki altını ekonomiye kazandırmak amacıyla fiziki altınları mevduat olarak alan Garanti, 98 şubesiyle “Altın Salısı” hizmeti veriyor. Takı ve altınların değeri, altın eksperleri tarafından hesaplanıp Altın Hesabı’na yatırılıyor. Böylece altın birikimleri çalınma korkusu olmadan garantiye alınıyor.

NET Hesap ise farklı birikim hedefi olan müşterilere vade sonunda elde edilecek net kazancı ilk günden bildiriyor. Birbirinden farklı 4 hesap sayesinde müşteriler hem biriktirme alışkanlığı kazanıyor hem de vade sonundaki getirisini hesap açılışında garantiliyor.

Garanti'nin birikim ihtiyaçlarınız için en uygun çözüm önerileriyle ilgili daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz, yorumlar #yastıkaltıyatırım hashtag'inde.

Bir bumads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Yorum 2

Çocuk da Yaparım, Kariyer de!

Nil Karaibrahimgil'in çok sevdiğim bir şarkısıdır. Önüne bariyer konulsa da bir kadının kafasına koyduktan sonra hem çocuk, hem de kariyer yapacağını anlatır şarkıda.
Gerçek hayatta bu biraz daha karmaşık tabii ki. Çalışan anne doğum hazırlığına girmeye başladığı anda ona karşı bakışlar anında değişir. Artık domestik olacağını düşünenler, işkolik görüntüsünden uzaklaşacağını hayal edenler çok üzülürler bu yeni durumuna. Artık anne adayı sadece göbeğiyle ilgili tepkilere maruz kalacak ve bu iş doğuma kadar böyle devam edecektir. Doğum iznine çıkan anne adayı biraz kendiyle baş başa kalır ve sabırla bebeğin gelişini bekler. Gel gör ki, bu süre sanki geçmek bilmez ve bebeğine kavuşmayı bekleyen annenin gözleri karnına odaklanır, durur. Vakti dolup bebek yola düşünce heyecan başlar, anne artık bundan sonra farklı bir algıyla hayata bakmaya başlar. Bebeğiyle tanıştığı ilk andan itibaren durum değişir. Lohusalığın verdiği rehavetle annenin beynine oksijen ve bebekten başka bir şey gitmez.
Lohusalık geçip anne yavaş yavaş kendine gelince çalışma hayatına dair düşünceleri tekrar belirmeye başlar. Bir yanda bebekle geçen tarifi olmayan saatler, bir yandan yılların çalışma hayatının verdiği sorumluluklar, çalışma isteği, kendini yararlı hissetme, değer katma gibi doyumları olan hayatı vardır. İkisinden de vazgeçmek istemez, çünkü ikisinin tadı da ayrıdır. Günler geçer, aylar geçer ve anne artık ikinci hayatı, aslında bebekten önceki ilk hayatına döner. 
Dönüşü muhteşem olmuştur, ama bunun böyle olduğunu sadece kendisi düşünür. Bunun haricinde diğer kişiler artık ona sadece anne gözüyle bakar, işe yeteri kadar odaklanamayacak olacağını düşünür ve iş dağılımını buna göre yapmak isterler. Oysa çalışan anne öncekinden daha güçlüdür ve artık daha farklı yetilere sahiptir. Bu yetiler ona daha fazla sorumluluk verilmesiyle daha rahat ortaya çıkabilir. İş hayatı ve ev hayatı dengesini kurmasına yardımcı olmak için ona anlayışla yaklaşmak gerekir.
Eğer sağır kurbağa olup zirveye çıkarken kimseyi dinlemez ve onu zirveye çıkıştan alıkoyabilecek seslere aldırış etmez ve onu yolundan çevirebilecek herkese de yanıtını verebilirse çocuk da kariyer de yapacak, kariyerine yeni bir bakışla yaklaşabilecek, anneliğin avantajlarını işe taşıyabilecek ve başarıyla yoluna devam edecek güce sahiptir.

Devamını oku...
Yorum 5

Çocukca Şarkılar

Hamileyken aldığım kitap dizilerinin içinden bir CD çıkmıştı. CD'yi yuvasına yerleştirip "Play" tuşuna basmadan şarkıların bu kadar güzel olabileceğini ve Yıldız İbrahimova'nın sesiyle harika bir uyum gerçekleştirmiş olabileceğini düşünmemiştim.


Yonca'nın doğumundan kısa bir süre sonra CD'yi saklandığı yerden buldum. Henüz günleri sayarken dinlemeye başladık bu albümü ve hala hiç sıkılmadan dinliyoruz. Hatta sık dinlediğimiz zamanlarda şarkıların neredeyse tamamını ezberlediğimden kendimi şarkılara eşlik ederken buluyorum.
Yıldız İbrahimova, sesinin 4 oktav olmasından ve doğaçlama yeteneğinden ötürü çok özel bir yere sahip caz sanatçısı. Çocuklar için bir albüm yaparak sesiyle herkese ulaşmış oluyor. Onun sesinden bildiğimiz şarkıları dinlemek beni çok mutlu ediyor.
Çocuklu ailelerin arşivinde bulunması gereken bir albüm, kesinlikle tavsiye ederim.

İşte çok şeker Ördek şarkısı:
Devamını oku...
Yorum 4

Açılın, Ben Anneyim!

Anne olduktan sonra hayata daha derin açıdan bakar oldum. Önceleri bu konu hakkında ne kadar da sığ düşünüyorum diye bazen kendi kendime söylendiğim oluyor.
Tabii insanın algısı da bir nebze değişiyor. Alışveriş yaparken eskisi gibi ayakkabı çanta dolu vitrinlerden çok bebek mağazaları, bebek giysileri beni çekiyor. Bulunduğum ortamda aileler dikkatimi çekiyor. Ağlayan bebeklerin sesi kulaklarımda çınlıyor. 
Benim gibi birçok arkadaşımın da çocukları oldu ve konuştuğumuzda konularımız genelde çocuklar üzerine oluyor. Eskiden sanki hiç konumuz yokmuş gibi hissediyorum bazen. Ama konu konuyu açıyor ve herkesin konuyla ilgili söyleyecek bir lafı olduğundan konu başka bir konuya geçip dallanıp budaklanıyor. Hele ki yaşları yakın çocuklar söz konusuysa, birinin yaşadığını diğeri yaşamış oluyor, bir diğerinin özellikle o konuda farklı bir deneyimi oluyor. Yaşanmışlıklar, güzel hatıralar derken sürenin farkına varmıyorum.
Anneliğin zorluğundan, çalışma hayatıyla anneliği nasıl yürüttüğümüzden, yeme güçlüklerinden, uyku problemlerinden, bebek kazalarından, hafta sonu gezmelerinden, öğünlerin içeriğinden, annelik-babalık dengesinden, bebek gelişimlerinden, bebek davranışlarından, kısacası her konudan konuşabiliyoruz.
Aslında bu konuları tanımadığım kişilerle bile konuşabiliyorum. Sosyal ortamlarda rastladığım annelerle de kısaca bu konulardan biri hakkında sohbet ederken buluyorum kendimi.
Bazen de alakasız yerlerde bebeklerle ilgili konular konuşulurken rast geliyorum ve o anda söyleyecek bir sözüm olduğunu düşünüp "Açılın, ben anneyim!" deyip konuya müdahale etmek istiyorum.
Bir anne olarak bu konuda tek olmadığımı düşünüyorum, ne dersiniz?

Devamını oku...
Yorum 0

Çocuğum İçin Çocuğuma Özel

Her anne çocuğu için en iyisi olsun ister, onun için en iyisini düşünür.  Çocuğunun mutlu ve sağlıklı olması için çabalayan anneler elbette alışverişte de en iyisini seçecektir. Tabii, babaları da unutmayalım...

Peki, ya anne-baba olmadan öncesi? Annelerin dilinden en iyi anlayan alışveriş kulübü unnado.com, ebeveyn olmaya doğru giden yolu bakın nasıl anlatmış!

Türkiye’de tüm anne, baba ve çocuklara özel hizmet veren alışveriş kulübü unnado.com; çocukların mutluluğunu en az anneleri kadar düşünüyor. Hep daha iyisi olsun diye,  çocuklarınızın uykusundan sağlığına kadar tüm ihtiyaçlarını düşünen unnado.com’a  Facebook’tan bağlanabilir, hızlı ve kolay bir şekilde üye olup gönlünüzce alışveriş yapabilirsiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Yorum 0

2012'nin En Güzel Gülen Bebeğini Arıyoruz...

Hürriyet Aile

O muhteşem gülüşü ile sizin bebeğinizin “2012’nin en güzel gülen bebeği” olmasını ister misiniz?

Bebeğinizin en güzel gülen fotoğrafını ya da videosunu bizimle paylaşın, hem bebeğinize ömür boyu hatırlayacağı bir anı hediye edin hem de onun bol bol gülen fotoğraflarını çekeceğiniz iPad 2, fotoğraf makinesi ve sürpriz hediyeler kazanma şansını yakalayın.

Unutmayın, yarışmaya ne kadar çok video ya da resim ile katılırsanız kazanma şansınız o kadar artacaktır.

Kazanmak için hemen tıklayın!


Bir bumads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Yorum 1

Bumerang Jürisi Neden Yonca'yı Seçmeli

Bildiğiniz üzere, Yonca'nın blogu Bumerang 2012 ödüllerinde "En Tarz Blog" kategorisinde ilk ona girmeyi başardı. Şimdi sıra ilk üçe kalıp finalist olmak ve ödül töreninde ödülü kucaklayıp gelmekte.
Bizim jürimizde de diğer Bumerang jürilerinde olduğu gibi birbirinden değerli insanlar var. İşte onların isimleri ve neden Yonca'nın blogunu seçeceklerine dair fikirlerim:

Ayşe Arman:
O da bir anne ve yazıyor. Tabii ki benim yazdıklarım onunkilerle boy ölçüşemez ama yazmanın gücüne o da benim gibi çok inanıyor. Kimse okumazsa ben okurum demişti, ben de blog yazma fikrine onun kitabından yola çıkarak ulaştım.
İlk ödülünü 20 yaşında almış, belki de Yonca'nın 1 yaşında ödül alması için bize yardım eder.

Gürhan Demirel:
İlk olarak aynı soyadı paylaştığımız değerli bir insan. Yıllardır başarılı bir şekilde interaktif tasarım ajanslarında başarılı işler yapıyor. Hatta onun yolu benden biraz farklı bir şekilde Yıldız Teknik Üniversitesi'nden geçmiş. Kaportafilm'in kaportasının sağlam olmasını sağlayan kişi. Yonca'nın blogu da onun kariyeri gibi sağlam adımlarla ilerleyecek





Demir Çilingir:
Adını zar zor söyleyebildiğim Alafortanfoni adlı ajansın yöneticisi, değerli bir kişilik. Gürhan Demirel'le yolları bir tek bu jüride kesişmemiş. Eğitime ve gelişime önem veriyor, pazarlama konusunda uzmanlığı var. Bizim de blogumuzu pazarlamamızda bize yardımcı olabileceğine inanıyorum.

İskender Paydaş:
Değerli bir müzisyen ve müziğin gücünü kanıtlayarak kariyerine devam ediyor. Doğmadan önce de müzikle tanışan Yonca'nın hayatında hep müzik olacak ve İskender Paydaş'ın da bunda payı olacak.




Ertuğrul Özkök:
O da bir baba ve yazı konusunda usta. Aile hayatına önem veriyor, bir bebeğin büyüme hikayesine değil onun insanlara aktarabileceklerine odaklanacak.

Mirkelam:
Fergan Mirkelam bir diğer değerli müzisyen. Yazdığı şarkıları yıllardır kafamızda kazılı ve hala mırıldanabiliyoruz. Bizim de blogda amacımız yıllar boyu süregelen başarı ve özgün konuların akıllarda kalması.


Efendim naçizane görüşlerim bu şekilde. Bundan sonra değerlendirme aşamasında bu değerli altı kişiden kararlarını vermelerini bekleyeceğiz ve belki de olumlu karar gelirse Yonca'yı kapıp ödül törenine gideceğiz.
Şansımız bol olsun!



Devamını oku...
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Kayıt olmak için E-Posta adresinizi giriniz:

Son Yorumlar

Popüler Yayınlar

Fotoğrafım
Apple of her mum and dad's eye, Yonca came to the world after having 41 weeks and 1 day womb journey and made her beloved ones happy. She was very active inside, so she continues this habit by clapping her hands so many times. Anne ve babasının göz bebeği, şans meleği 41 hafta ve 1 günlük anne rahmi serüveninden sonra dünyaya gelerek sevenlerini sevindirmiştir. İçerideyken kıpır kıpır olan Yonca, dışarıda da bu kıpırtıları bol bol el çırparak göstermektedir.

İzleyiciler