Yorum 0

Bumerang Ödülleri 2012- İlk 10'lar Belli Oldu!



Bumerang ödüllerinde oylama süreci dün sona erdi. Desteklerinizle Yonca'nın blogu şu an "En Tarz Blog" Kategorisinde ilk 10 blog içinde yer alıyor :)
23 Kasım Cuma günü jüri oylamasıyla Finale kalıp kalmayacağı belli olacak.
Kızımızın bloguna desteğini esirgemeyen herkese çok teşekkürler.

Bumerang Ödülleri 2012 - Kategorilere göre ilk on listesi aşağıdaki link'te!

Bumerang Ödülleri 2012 - İlk On Listesi


Devamını oku...
Yorum 2

Dünyanın En Güzel Hediyesi'nin Yeni Rap Yıldızı

Pegasus, kız çocuklarımıza çok güzel bir jest yaparak ve pozitif ayırımcılık göstererek uçaklarına onların isimlerini veriyor. Geçtiğimiz sene birçok kızımızın ismi uçakları süsledi. Bu sene Yonca da onlardan biri olmaya aday ve hatta o bir rap şarkısında bunu dile getiriyor.
Şarkısını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz:
Herkese sağlıklı uçuşlar :)



Devamını oku...
posted under , , | 2 Comments
Yorum 0

Dünya Çocuk Kitapları Haftası Kutlu Olsun

Bu yıl beşincisi gerçekleşen Dünya Çocuk Kitapları Haftası 3-25 Kasım tarihleri arasında kutlanıyor. Hafta kavramından biraz öte, ama işte bir hafta yetmez diye... Haydi siz de gelin bu hafta hem kendiniz hem de çocuğunuz / çocuklarınız için birer kitap seçin ve okuyup bitirmeyi hedefleyin. Bitirmeseniz bile bu sürenin sonunda verilen hedefi gerçekleştirmiş olmak, çocuğunuzun kitap alışkanlığına katkıda bulunmuş olmaktan dolayı mutlu olacaksınız.
Herkese şimdiden iyi okumalar dilerim...
Devamını oku...
posted under , | 0 Comments
Yorum 0

Külkedisi'nden Sindirella'ya

Anne olmak zor. Çalışan kadın olmak da zor. Hem anne hem de çalışan kadın olmaksa bir meydan okuma.
Doğum öncesi kozmetikler ve bilimum oje türevi süslenme gereçlerinden gayet uzakta kalmıştım. Sanki bir şekilde kozmetikle arama koca bir göbek girmişti.
Bu kötü ilişki doğum sonrasında da bir süre devam etti. Ta ki külkedisi Sindirella'ya dönüşmek zorunda olana kadar.
Külkedisi bendeniz doğum iznimin kış mevsimine gelmesi dolayısıyla çok fazla dışarıda kalamamış, ev ortamında bulunmaktan kendimi alamamıştım. Sindirella mevsimi gelip de çalışma günüm gelip çattığında kozadan çıkması gereken kelebek gibi ürkektim. Ne yapacağımı, nasıl giyineceğimi bilemiyor gibiydim. Bir de buna hala üzerime olamayan kıyafetlerim eklenince kendimi çıkmazda bulmamak için dua ediyordum.


Gel gelelim makyaj yapmayı unutan ben rimeli gözüme bulaştıra bulaştıra bir hal oldum. İşe başlamadan önce kuaföre gidip kendimi işe hazırlamaya, biraz daha medeni bir insana benzemeye çalıştım.
Ama beklenen gün çattı, sabah erkenden kalkıp işe gitme zamanı geldi. Gerçi benim erken kalkma ile ilgili bir problemim olamazdı, zira çalar saatim beni geceleri ve sabahları erkenden uyandırmaya kuruluydu. Çalar saat kızım sayesinde alarm ötmeden kalkıp hazırlanmış oluyordum.
İlk işi günü sonrasında makyaj konusunda biraz da olsa kendimi geliştirdim. Giyim konusu da zamanla çözüldü.
Yıllardır çalışma temposuna alışmış bir kişi için çok zor bir şey evde kalmak. Çalışmak insanı zinde kılıyor beyin ve fiziki olarak. Bir çeşit motivasyon bu aslında. Sosyalleşmek, yeni şeyler öğrenmek, yaşadığını farklı olarak anlayabilmek adına çok gerekli.
İşte tüm bunlar kafamda işe başladım ve bir baktım ardım koca bir 7 ay bırakmışım. Geride kalan biricik bebeğim ise günden güne büyümekte. Tabii ki birçok şeyini kaçırıyorum veya ilk şahit olamıyorum fakat Sindirella olmak da gerçekten çok güzel.



Devamını oku...
Yorum 0

Susam Sokağı Çocukları

Ben ilkokulun ilk yıllarında TRT1'de okul sonrası Susam Sokağı'nı izleyerek büyüdüm. Hala hatırladığım jeneriği şöyleydi: "Gez dünyayı, açılır her kapı, işte Susam Sokağı". Koşarak el ele tutuşan çocuklar vardı jenerikte.


Başlar başlamaz ilk Kırpık karşılardı bizi. Kırpık sokağın köşesinde bir fıçının içinde yaşardı. Marangoz Tahsin amcayla diyalogları olurdu bol bol. Tahsin amca Kırpık'a her seferinde bir hayat dersi verirdi.
En çok sevdiğim karakterlerden biriydi Minik Kuş. İsminin aksine kocaman, çoğu yerde eğilmek zorunda kalan sevimli bir kuştu. Ne yaptığını çok belirgin hatırlamasam da çok saf olduğunu hatırlıyorum.
Kurabiye canavarı vardı bir de. iştahlı iştahlı kemirirdi kurabiyeleri. Edi'yle Büdü'yü de unutmadım. Kurnaz Edi'yle sinirli Büdü aynı evde yaşarlardı ve mutlaka her konuda uyuşmazlık yaşarlardı. Duruma uygun bir de şarkı söylerlerdi.
Susam Sokağı'nın her bölümünde mutlaka ya sayılar, ya renkler, ya da çocuklara öğretilecek temel kavramlara ait şarkı bulunurdu. 
Severek, hiç sıkılmadan izlerdim Susam Sokağı'nı. O bir efsaneydi, hiç kavga dövüş içermeyen, şiddete yönelik öğesi bulunmayan bir çocuk programıydı. Şu günlerde çok da ihtiyacımız olan bir şey aslında....
10 Kasım Susam Sokağı'nın doğum günü. Bugün tam 43 yaşında favori sokağım. Umarım Yonca da biraz büyüyünce Susam Sokağı sakinlerinden biri olur ve onunla büyüme şansına erişir.


Devamını oku...
Yorum 6

Turkuazoo - Yonca'nın ilk Akvaryum Gezisi

Geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin ilk dev akvaryumu olan Turkuazoo'yu ziyarete gittik. Açıldığı günden beri niyetlenmemize karşın bir türlü ziyaret etme fırsatımız olmamıştı. Nihayetinde Forum İstanbul alışveriş merkezine vardık ve akvaryuma girmek üzere kapıdan giriş yaptık. Dikkatimi çeken ilk şey ziyaretçilerin arasında bolca yabancı turist bulunmasıydı.



Biletlerimizi aldıktan sonra ilk yönlendirme sonrası kendimizi fotoğraf alanında bulduk. Oyuncak köpekbalığına doğru bakıp şaşırmamız gerekiyordu. Yonca ile bu biraz zordu açıkçası. Çok başarılı olduğumuzu söyleyemem.




Girişten itibaren dünyanın belli bölgelerindeki göller, okyanuslar, denizler belirtilerek içlerindeki balıklar listelenmiş ve akvaryumlarda izlenebiliyor. Hepsi birbirinden ilgi çekici, hepsi birbirinden güzeldi.
Tabii ki en çok ilgi çekenler pirenhalar ve vatoz balıklarıydı. Vatoz balıklarının bulunduğu havuzdan geçerken akvaryum görevlilerinden birinin balıkları elleriyle beslediğini gördük. 


Köpekbalığı tüneli Avrupa'nın en uzun su altı tüneli. Tam 80 metre ve yolun sol tarafında yürüyen bir platform da bulunuyor. Böylece yavaş yavaş balıkları izleyerek tünelde ilerleyebiliyorsunuz. Tünelin çıkışında ise sizi kocaman bir köpekbalığı dişi karşılıyor.


Köpekbalıkları akvaryumun bir diğer ilgi çeken noktası. Hem tünelde, hem de daha sonrasında yavru halleriyle karşımıza çıkıyorlar.Köpekbalıklarıyla yüzme seçeneği de ziyaretçilere sunuluyor, cesaret isteyen bir durum tabii ki. Akvaryum gezimiz için kaçırılmaması gereken, harika bir deneyim diyebilirim.
Size de tavsiye ederim.
Ziyeret etmek isteyenler için aşağıda websitesinin adresini veriyorum.

Devamını oku...
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Kayıt olmak için E-Posta adresinizi giriniz:

Son Yorumlar

Popüler Yayınlar

Fotoğrafım
Apple of her mum and dad's eye, Yonca came to the world after having 41 weeks and 1 day womb journey and made her beloved ones happy. She was very active inside, so she continues this habit by clapping her hands so many times. Anne ve babasının göz bebeği, şans meleği 41 hafta ve 1 günlük anne rahmi serüveninden sonra dünyaya gelerek sevenlerini sevindirmiştir. İçerideyken kıpır kıpır olan Yonca, dışarıda da bu kıpırtıları bol bol el çırparak göstermektedir.

İzleyiciler