Yorum 0

Milano Sirki

Dünyanin en iyi sirklerinden biri olarak adlandırılan Milano Sirki, İstanbul'a uğramışken biz de onu ziyaret etmeyi ihmal etmeyelim dedik. Ümraniye Meydan AVM'nin otoparkına kurulu çadırda gösteri öncesi yerimizi aldık.
Durum itibariyle Yonca'nın ilk sirk deneyimi olması açısından da anlamlı oldu bizim için. Aslan ve kaplan görme umuduyla gelen Yonca için heyecanlı bekleyiş başladı.
Sirk ilk önce palyaço ile başladı. Klasik birkaç palyaço numarasıyla seyircileri sirke hazırlamak üzere gelen palyaçomuz Vladi Rossi bizi güldürdükten sonra sirk başladı.
İlk numara, iki adet demir çember içinde bulunan iki akrobatın etkileyici gösterisiydi. Bunu ağzımız açık ve gözlerimiz çoğunlukla yukarıda izledik.


İkinci numara ise köpek gösterisiydi. Birbirinden sevimli köpekler akrobasi hareketleri yaparak bizi güldürdüler. Sonra sırada jimnastik gösterisi vardı. Arada sevimli palyaço gelip şovunu yaptı. Ünlü sihirbazın yaptığı numaralar da insanları hayrete düşürdü.
Asıl heyecanla beklediğimiz Bengal kaplanları ikinci yarıya saklanmıştı. Ara verilince heyecanla beklemeye devam ettik. 

İkinci yarı öncesi demir kafesler getirildi, kaplanların yürüyeceği ve sahneye geleceği demir geçit takıldı. Sahne ve seyirciler arasında file geçirildi. Kaplanlar geldiğinde hepimiz heyecanlandık ve herkes telefonlarına sarıldı. Bu sırada görevlilerin çoğu flaşsız fotoğraf çekmemiz konusunda bizi uyardılar. Bir yandan kaplanları izlemek, bir yandan da Yonca'nın tepkisini izlemek çok keyifliydi. Sanırım bir tek kaplanların gelmesi sebebiyle hayal kırıklığına uğramıştı. Kaplanlar eğiticilerinin sözüne uyarak denilenleri harfiyen yaptılar ve teker teker sahneden ayrıldılar. Bu kadar büyük ve görkemli bir hayvanı yakından görme şansımız da olmuş oldu böylece.
Kaplanlardan sonra gösteri kaldığı yerden devam etti ve ip dansı yapan gösterici herkesi büyüledi. Sonrasında komik bir ilüzyon gösterisi derken şovun son gösterisine geldik. Motosikletli akrobatlar demir bir kafes içinde hep birlikte harika bir senkronizasyonla motor kullandılar. Ağzımız açık izlemeye devam ettik ve tadı damağımızda kalan sirk gösterisi böylece son bulmuş oldu.
Yepyeni bir etkinlikte görüşmek üzere..


Devamını oku...
Yorum 0

Pırtlatan Bal

Aziz Nesin'in aynı adlı kitabından uyarlanan çocuk oyununun ismi biraz tuhaf gelse de konusu ve verdiği ders itibariyle anlamlanıyor.
Kasabanın tefecisi, kendi deyimiyle "Paracı", tüm borç verdiklerini usandırır. Tek düşündüğü şey paranın faizidir ve borcunu ödeyenlerin verdiği faiz her zaman çok azdır. Paracının karısının canı bir gün bal ister. Uşakları Şak Şak'ı çağırırlar ve Şak Şak'ı bal almak üzere pazara gönderirler.
Pazardaki bal satıcılarının üçünü de bezdiren Şak Şak cimri sahibi gibi davranarak para bile ödemeden bal alıp gider. Yolda rastladığı yaşlı nine, ona torununun çok hasta olduğunu, mutlaka bal alması gerektiğini ama hiç parası olmadığını söyler. Hasta torunu için birazcık bal isteyen nineye karşı dalga geçerek yanıt veren Şak Şak, en sonunda kadıncağızı bezdirir. Yaşlı nine oradan ayrılırken ilenmeyi unutmaz ve der ki, "Her kim bu baldan yerse pırt pırt pırtlasın".
Verdiği ders ve Aziz Nesin'in o eşsiz mizah anlayışıyla birlikte, oyun çok keyifli ve öğreticiydi...
İyi seyirler!

Devamını oku...
Yorum 0

Kral Çıplak

Eti Çocuk Tiyatrosu'nun profesyonel oyunu Kral Çıplak bu sene tüm Türkiye'de oynanmak üzere turnede. Turnenin İstanbul ayağında biz de oyunu izleme şansı bulduk. 
Hans Christian Andersen'in İmparatorun Giysileri adlı -okuyucular arasında daha çok "Kral Çıplak" ismiyle bilinen- kitabından uyarlama olan oyun, tek perde olmasından dolayı çocuklara sıkılmadan izleme şansı veriyor.
Giysileriyle takıntılı olan kral, halkını hiç düşünmez. Sadece istediği hep en güzel giysileri giymektir. Halk yoksulluk içindedir. Kralın yeni giysiler giymesinin sonucu halka ağır vergiler olarak geri dönmektedir. 
Doğum günü yaklaşan kral ne giymesi gerektiği konusunda kararsızdır. Kralın durumundan yararlanarak ülkeyi arka plandan yöneten yardımcısı ise onun mutlaka yeni bir giysi giymesi gerektiği konusunda kralı ikna eder, bunun karşılığında halktan 10 altın fazla vergi alınacaktır. Yardımcının giysi düşüncesi ise, normal bir tavuğu yolup kukuriku kuşu tüyleri olarak gösterip kralı kandırmaktır. 
Kral ise yeni giysiler peşinde olmasından dolayı ülkenin en ünlü terzilerini kendi için giysi dikmeye çağırır. O sırada ülkeyi gezen bir gezgin de tavuğu yardımcı tarafından çalınan köylü kız ile terzi kılığında saraya girer. Sonrası malum hikaye ve bir ders ile oyun biter.


Oyun gerek dekoru, gerek kostüm ve oyuncuları ile gayet başarılı ve profesyonel. Şarkılarla hikaye özetleniyor, çocuklar ve büyükler eğleniyor; eğlenirken de ders çıkarıyorlar.
Eti'yi böylesine güzel bir sosyal sorumluluk projesini gerçekleştirdiği için tebrik ediyorum. Yeni oyunları iple çekiyoruz.



Devamını oku...
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Kayıt olmak için E-Posta adresinizi giriniz:

Son Yorumlar

Popüler Yayınlar

Fotoğrafım
Apple of her mum and dad's eye, Yonca came to the world after having 41 weeks and 1 day womb journey and made her beloved ones happy. She was very active inside, so she continues this habit by clapping her hands so many times. Anne ve babasının göz bebeği, şans meleği 41 hafta ve 1 günlük anne rahmi serüveninden sonra dünyaya gelerek sevenlerini sevindirmiştir. İçerideyken kıpır kıpır olan Yonca, dışarıda da bu kıpırtıları bol bol el çırparak göstermektedir.

İzleyiciler