Yorum
0
Girne Amerikan Üniversitesi ile Kıbrıs’ı Kazan, Kıbrıs ve İngiltere’de oku!
Girne Amerikan Üniversitesi, "Kıbrıs’ı Kazan, Kıbrıs ve İngiltere’de Oku" sloganı ile bütünleşen ve yurtdışı kampüsleriyle de öğrencilerine üç farklı kıtada eğitim fırsatı sunan öncü bir üniversite.
Eğitimde mobiliteye verdiği önem ve uluslararasılaşma sürecinin bir göstergesi olarak Girne Amerikan Üniversitesi; İngiltere, ABD ve Hong Kong’dan sonra küresel kampüslerine bir yenisini ekleyerek Türkiye’de İstanbul yerleşkesini hizmete açmıştır. Bu süreçte Girne Amerikan Üniversitesi, öğrencilerine 3 farklı kıtada eğitim imkânı sunmakta ve "Üç Kıta Tek Üniversite" sloganı ile de bir dünya üniversitesi olma noktasında bir hareketlilik içerisinde olduğunu kanıtlamaktadır.
Kazandıkları ÖSYM bursları ile GAÜ’ye yerleşen öğrenciler, Girne Amerikan Üniversitesi’nin yurtdışı yerleşkelerinde aynı burslarla ve ek ücret ödemeden programlarıyla uyumlu dersler yada ELA’da (English Language Academy) İngilizce dil eğitimi alıyor; geri döndüklerinde ise yurtdışında aldıkları dersleri GAÜ programlarındaki ders yükümlülükleri yerine saydırarak eğitimlerine devam edebiliyorlar.
Eğitimde 30 Yıl...
Geçtiğimiz günlerde görkemli bir törenle 30. Onur Yılı’nı kutlayan Girne Amerikan Üniversitesi için bu sene oldukça özel bir yıl. GAÜ, 2014-2015 Akademik Yılında tam 2260 yeni öğrencisine 7 yıl boyunca kesintisiz ÖSYM Bursu verecek.
GAÜ sosyal ağlarda da çok aktif; bu sene tercih dönemi boyunca facebook.com/girneamerican üzerinden tüm kampüsler ve öğrenci hayatı ile ilgili herşeyi paylaşıyorlar ve tüm sorulara resmi sayfa üzerinden cevap veriyorlar. Twitter takipcilerini de unutmamışlar @girneamerican üzerinden en güncel paylaşımları takip edebilirsiniz.
GAÜ, şu anda küresel dünyanın yükselen meslekleri Denizcilik, Havacılık, Sahne Sanatları, Hukuk, İleri Mühendislik Disiplinleri, Güzel Sanatlar, Mimarlık, İç Mimarlık, Uluslararası İşletme, Uluslararası İlişkiler, Psikoloji, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, Türkçe Hukuk, Çin Dili ve Edebiyatı, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Sınıf Öğretmenliği, Sağlık Yönetimi, Ergoterapi, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Ebelik, İnşaat Mühendisliği ve Sivil Havacılık Ulaştırma İşletmeciliği, Pilotaj gibi programları barındıran; 9 Fakülte, 6 Yüksekokul, 2 Enstitü ve 2 Meslek Yüksekokulu’nda olmak üzere , 69 Lisans 21 Önlisans 48 Yükseklisans ve 17 Doktora programı sunmakta.
GAÜ’den saygın dünya üniversiteleri ile akademik işbirliği ve değişim programları fırsatı!
Girne Amerikan Üniversitesi, kampüsleri ve 200’ü aşkın dünya üniversitesiyle sürdürdüğü öğrenci değişim programları kapsamında, öğrencilerine yaşam boyu hatırlayacakları deneyimlerin kapılarını açmakta.
Uluslararası Denklik ve Tanınma
Girne Amerikan Üniversitesi sağladığı eğitimin kalitesini sürekli olarak geliştirmek için akreditasyonlarını ve üyeliklerini yenilemektedir. GAÜ yerel olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordınasyon Kurulu YÖDAK ve Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınmaktadır. Ayrıca dünyanın bir çok saygın denklik kurullarından akredite olan GAÜ’nün bir çok uluslararası üyeliği de bulunmaktadır.
Girne Amerikan Üniversitesi Eduniversal’ın En İyi Üniversiteler sıralamasında yer almaktadır. Avrupa Birliği Yükseköğretim Sistemi içerisinde üniversite eğitimini denetleyen uluslararası eğitim kuruluşu Eduniversal, 153 ülkeden 12 bin yükseklisans programının incelenmesi ve 100 bin öğrenci ile yaptığı “En İyi Yükseklisans Eğitimi Veren Üniversiteler” araştırmasının sonuç raporuna göre GAÜ "En İyi Yükseklisans Eğitimi Veren İlk 100 Üniversite" arasında gösterilmektedir.
GAÜ, YÖK onaylı programlarıyla geleceğin pilotlarını yetiştiriyor
4 yıllık Pilotaj eğitimi alan öğrenciler, GAÜ İstanbul Yerleşkesi Uluslararası Havacılık Akademisi’nde similatör ve uçuş derslerini tamamlayarak Pilot olma hakkını kazanıyorlar. GAÜ’nün, uluslararası standartlarda verdiği eğitimle yetiştirdiği öğrenciler, önümüzdeki 20 yılın en gözde mesleklerinden biri olan havacılık sektöründe kolaylıkla iş bulabilecekler.
Kıbrıs, dünyanın en güzel adalarından biri!
Kıbrıs Dünya’nın en güzel adalarındandır ve iklimi sayesinde bir tatil ülkesinde eğitim alma şansınız var, üniversite kampüsü plajlara çok yakın mesafede bulunmakta ve kampüse çok renkli bir yaşam hakim. GAÜ, adanın en turistik sahil kenti olan Girne’de kendisine özel plaj ve uygulamalı 5 yıldızlı oteli ile öğrencilerine eşi benzeri olmayan bir eğitim fırsatı sunmaktadır.
Peki kampüste hayat mı nasıl? Tanıtım filmleri için youtube.com/girneamerican ve vimeo.com/girneamerican
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Eğitimde mobiliteye verdiği önem ve uluslararasılaşma sürecinin bir göstergesi olarak Girne Amerikan Üniversitesi; İngiltere, ABD ve Hong Kong’dan sonra küresel kampüslerine bir yenisini ekleyerek Türkiye’de İstanbul yerleşkesini hizmete açmıştır. Bu süreçte Girne Amerikan Üniversitesi, öğrencilerine 3 farklı kıtada eğitim imkânı sunmakta ve "Üç Kıta Tek Üniversite" sloganı ile de bir dünya üniversitesi olma noktasında bir hareketlilik içerisinde olduğunu kanıtlamaktadır.
Kazandıkları ÖSYM bursları ile GAÜ’ye yerleşen öğrenciler, Girne Amerikan Üniversitesi’nin yurtdışı yerleşkelerinde aynı burslarla ve ek ücret ödemeden programlarıyla uyumlu dersler yada ELA’da (English Language Academy) İngilizce dil eğitimi alıyor; geri döndüklerinde ise yurtdışında aldıkları dersleri GAÜ programlarındaki ders yükümlülükleri yerine saydırarak eğitimlerine devam edebiliyorlar.
Eğitimde 30 Yıl...
Geçtiğimiz günlerde görkemli bir törenle 30. Onur Yılı’nı kutlayan Girne Amerikan Üniversitesi için bu sene oldukça özel bir yıl. GAÜ, 2014-2015 Akademik Yılında tam 2260 yeni öğrencisine 7 yıl boyunca kesintisiz ÖSYM Bursu verecek.
GAÜ sosyal ağlarda da çok aktif; bu sene tercih dönemi boyunca facebook.com/girneamerican üzerinden tüm kampüsler ve öğrenci hayatı ile ilgili herşeyi paylaşıyorlar ve tüm sorulara resmi sayfa üzerinden cevap veriyorlar. Twitter takipcilerini de unutmamışlar @girneamerican üzerinden en güncel paylaşımları takip edebilirsiniz.
GAÜ, şu anda küresel dünyanın yükselen meslekleri Denizcilik, Havacılık, Sahne Sanatları, Hukuk, İleri Mühendislik Disiplinleri, Güzel Sanatlar, Mimarlık, İç Mimarlık, Uluslararası İşletme, Uluslararası İlişkiler, Psikoloji, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, Türkçe Hukuk, Çin Dili ve Edebiyatı, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Sınıf Öğretmenliği, Sağlık Yönetimi, Ergoterapi, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Ebelik, İnşaat Mühendisliği ve Sivil Havacılık Ulaştırma İşletmeciliği, Pilotaj gibi programları barındıran; 9 Fakülte, 6 Yüksekokul, 2 Enstitü ve 2 Meslek Yüksekokulu’nda olmak üzere , 69 Lisans 21 Önlisans 48 Yükseklisans ve 17 Doktora programı sunmakta.
GAÜ’den saygın dünya üniversiteleri ile akademik işbirliği ve değişim programları fırsatı!
Girne Amerikan Üniversitesi, kampüsleri ve 200’ü aşkın dünya üniversitesiyle sürdürdüğü öğrenci değişim programları kapsamında, öğrencilerine yaşam boyu hatırlayacakları deneyimlerin kapılarını açmakta.
Uluslararası Denklik ve Tanınma
Girne Amerikan Üniversitesi sağladığı eğitimin kalitesini sürekli olarak geliştirmek için akreditasyonlarını ve üyeliklerini yenilemektedir. GAÜ yerel olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordınasyon Kurulu YÖDAK ve Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınmaktadır. Ayrıca dünyanın bir çok saygın denklik kurullarından akredite olan GAÜ’nün bir çok uluslararası üyeliği de bulunmaktadır.
Girne Amerikan Üniversitesi Eduniversal’ın En İyi Üniversiteler sıralamasında yer almaktadır. Avrupa Birliği Yükseköğretim Sistemi içerisinde üniversite eğitimini denetleyen uluslararası eğitim kuruluşu Eduniversal, 153 ülkeden 12 bin yükseklisans programının incelenmesi ve 100 bin öğrenci ile yaptığı “En İyi Yükseklisans Eğitimi Veren Üniversiteler” araştırmasının sonuç raporuna göre GAÜ "En İyi Yükseklisans Eğitimi Veren İlk 100 Üniversite" arasında gösterilmektedir.
GAÜ, YÖK onaylı programlarıyla geleceğin pilotlarını yetiştiriyor
4 yıllık Pilotaj eğitimi alan öğrenciler, GAÜ İstanbul Yerleşkesi Uluslararası Havacılık Akademisi’nde similatör ve uçuş derslerini tamamlayarak Pilot olma hakkını kazanıyorlar. GAÜ’nün, uluslararası standartlarda verdiği eğitimle yetiştirdiği öğrenciler, önümüzdeki 20 yılın en gözde mesleklerinden biri olan havacılık sektöründe kolaylıkla iş bulabilecekler.
Kıbrıs, dünyanın en güzel adalarından biri!
Kıbrıs Dünya’nın en güzel adalarındandır ve iklimi sayesinde bir tatil ülkesinde eğitim alma şansınız var, üniversite kampüsü plajlara çok yakın mesafede bulunmakta ve kampüse çok renkli bir yaşam hakim. GAÜ, adanın en turistik sahil kenti olan Girne’de kendisine özel plaj ve uygulamalı 5 yıldızlı oteli ile öğrencilerine eşi benzeri olmayan bir eğitim fırsatı sunmaktadır.
Peki kampüste hayat mı nasıl? Tanıtım filmleri için youtube.com/girneamerican ve vimeo.com/girneamerican
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
1
Pegasus, çocukların hayallerindeki tatili Dünyanın En Güzel Hediyesi’ne dönüştürüyor.
Pegasus’un yeni uçaklarına kız çocuklarının isimlerini verdiğini biliyor muydun?
İlk duyduğumda beni çok şaşırtan çok da mutlu eden bu bilgiyi sizinle paylaşmamın çok güzel bir sebebi var!
Pegasus Aile Bireyleri arasındaki geleneği 2011 yılından bugüne misafirleri ile paylaşan ve yeni uçaklarına kız çocuklarının ismini veren Pegasus, kampanyaya bu sene harika bir sürpriz daha eklemiş ve Dünyanın En Güzel Hediyesi’ni kız çocuklarına vermek için tatlı mı tatlı bir yarışma başlatmış!
Düzenlenen resim yarışması ile kız çocukları “hayallerindeki tatilin” resmini çizecek, Pegasus'un yepyeni uçağı seçilen resimle boyanacakmış. Üstelik o uçağın ismi de yine o minik kızın ismi olacakmış.
Kızının hayalindeki tatili gökyüzüne taşımak senin elinde! Dünyanın En Güzel Hediyesi’ni kızına vermek için dunyaninenguzelhediyesi.com’a tıkla, yarışmaya katıl.
Benim minik kızım resim yapamayacak kadar küçük ama ona da Dünyanın En Güzel Hediyesi’ni vermek istiyorum dersen de ucagaisimver.com adresinden çekilişe katıl, kızının ismi yepyeni başka bir uçağa verilsin. Düşünsene kızının adı göklerde gezecek! Gerçekten de ona verebileceğin #engüzelhediye.
Dünyanın En Güzel Hediyesini kızına vermeye hazırsan, istikamet www.dunyaninenguzelhediyesi.com :)
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
1
Hürriyet Sosyal veya Paylaşma Hürriyeti
Artık okuyucular hem Hürriyet yazarları hem de diğer okuyucularıyla interaktif ilişki kurabilecekleri, tartışma yaratabilecekleri bir platforma sahip olacaklar. Nasıl mı? Hürriyet Sosyal ile. Hurriyet.com.tr, Hürriyet Sosyal projesi ile dünyada bir ilki gerçekleştirerek sosyal tabanlı bir haber sitesine dönüşüyor. Bu yenilik ile birlikte artık her okur, kendine özgü bir hurriyet.com.tr oluşturabilecek, yazarları ve diğer kullanıcıları takibe alabilecek. Projenin en önemli noktası bir haber sitesinin dünyada ilk defa sosyal bir platform olma yolunda ilerliyor olması. Böylelikle okuyucular takip ettiği yazarların sadece köşe yazılarına değil kişisel postlarına da ulaşabilecek.
Sistemin en heyecan verici tarafı, okuyucuların diğer sosyal ağlarda kullandıkları "beğen, paylaş, yorum yap, takip et" gibi özelliklere hurriyet.com.tr gibi bir haber sitesinde de sahip olmaları. Okuyucular takip etme özelliği ile ilgisini çeken içerik ve haber kategorilerini, yazarları ve diğer okuyucuları takibe alabilecek, içeriklere yorum yapabilecek, beğendikleri içerikleri, önemli buldukları ve gündeme getirmek istedikleri haberleri ‘Öne Çıkart’ butonu ile Hurriyet.com.tr ana sayfasına taşıyabilecekler. Paylaş butonu sayesinde kendi oluşturduğu veya takip ettiği yazarların ve diğer okuyucuların içeriklerini hem kendi Hürriyet Sosyal hesabında, hem de diğer sosyal medya hesaplarında paylaşıp takipçilerine kolayca ulaştırabilecekler. Paylaşımlarına hashtag ekleyebilecek, ekledikleri hashtag’ler ile okuyucuların içeriklerine daha kolay ulaşmasını sağlayabileceği gibi kendi gündemlerini yaratıp sitedeki mevcut tartışmalara da dahil olabilecekler. Ayrıca kullanıcılar etiketleme/ bahsetme özelliği sayesinde de paylaşımlarına kendisini takip eden kişilerin kullanıcı adını etiketleyerek o içeriğe dikkat çekebilecek veya o kişiyi bir tartışmaya davet edebilecekler.
Hurriyet.com.tr'ye giriş yaptığınızda, takip ettiğiniz yazar ve diğer okuyucuların paylaşımlarını "Bana Özel" kısmından görüntüleyebilecek, "Bildirimler" kısmından sizi takip etmeye başlayan yazar ve kullanıcıların, öne çıkar butonu ile öne çıkarılan ve paylaşılan içeriklerinizin haberlerine kolayca ulaşabileceksiniz.
Tüm bunların yanı sıra şayet benim gibi blog yazarıysanız içeriklerinizi Hürriyet Sosyal'in özelliklerini kullanarak daha çok kişiye ulaştırabilecek, aynı türden içeriklere daha kolay ulaşabilecek, beğendiğiniz içeriklere sizi takip eden kişilerin de ulaşması için onları paylaşabileceksiniz. Bu sayede aslında sitede var olan ancak ana sayfada gösterilmediği için okunmayan ve ilgilisine ulaşamayan kaliteli içerikler de okuyucularıyla buluşabilecek. Ben Hürriyet Sosyal sayesinde bir yazımı keyifle okuduğum bir yazar olan Yonca Tokbaş'la paylaştım, bir yazara doğrudan ulaşmanın, yazımın o yazar tarafından okunması ve paylaşılması heyecanını tattım bile.
Hürriyet Sosyal dünyasını keşfetmek, yazarlara, okuyuculara, birçok kategoriden habere ve binlerce içeriğe kolayca ulaşabilmek ve onları sizi takip eden kişilerle kolayca paylaşabilmek için yapmanız gereken tek şey Hürriyet Sosyal’de üyelik oluşturmak. Hürriyet Sosyal bu deneyimi yaşaması için kullanıcılarını bekliyor.
İçerik: www.supercellma.com
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Sistemin en heyecan verici tarafı, okuyucuların diğer sosyal ağlarda kullandıkları "beğen, paylaş, yorum yap, takip et" gibi özelliklere hurriyet.com.tr gibi bir haber sitesinde de sahip olmaları. Okuyucular takip etme özelliği ile ilgisini çeken içerik ve haber kategorilerini, yazarları ve diğer okuyucuları takibe alabilecek, içeriklere yorum yapabilecek, beğendikleri içerikleri, önemli buldukları ve gündeme getirmek istedikleri haberleri ‘Öne Çıkart’ butonu ile Hurriyet.com.tr ana sayfasına taşıyabilecekler. Paylaş butonu sayesinde kendi oluşturduğu veya takip ettiği yazarların ve diğer okuyucuların içeriklerini hem kendi Hürriyet Sosyal hesabında, hem de diğer sosyal medya hesaplarında paylaşıp takipçilerine kolayca ulaştırabilecekler. Paylaşımlarına hashtag ekleyebilecek, ekledikleri hashtag’ler ile okuyucuların içeriklerine daha kolay ulaşmasını sağlayabileceği gibi kendi gündemlerini yaratıp sitedeki mevcut tartışmalara da dahil olabilecekler. Ayrıca kullanıcılar etiketleme/ bahsetme özelliği sayesinde de paylaşımlarına kendisini takip eden kişilerin kullanıcı adını etiketleyerek o içeriğe dikkat çekebilecek veya o kişiyi bir tartışmaya davet edebilecekler.
Hurriyet.com.tr'ye giriş yaptığınızda, takip ettiğiniz yazar ve diğer okuyucuların paylaşımlarını "Bana Özel" kısmından görüntüleyebilecek, "Bildirimler" kısmından sizi takip etmeye başlayan yazar ve kullanıcıların, öne çıkar butonu ile öne çıkarılan ve paylaşılan içeriklerinizin haberlerine kolayca ulaşabileceksiniz.
Tüm bunların yanı sıra şayet benim gibi blog yazarıysanız içeriklerinizi Hürriyet Sosyal'in özelliklerini kullanarak daha çok kişiye ulaştırabilecek, aynı türden içeriklere daha kolay ulaşabilecek, beğendiğiniz içeriklere sizi takip eden kişilerin de ulaşması için onları paylaşabileceksiniz. Bu sayede aslında sitede var olan ancak ana sayfada gösterilmediği için okunmayan ve ilgilisine ulaşamayan kaliteli içerikler de okuyucularıyla buluşabilecek. Ben Hürriyet Sosyal sayesinde bir yazımı keyifle okuduğum bir yazar olan Yonca Tokbaş'la paylaştım, bir yazara doğrudan ulaşmanın, yazımın o yazar tarafından okunması ve paylaşılması heyecanını tattım bile.
Hürriyet Sosyal dünyasını keşfetmek, yazarlara, okuyuculara, birçok kategoriden habere ve binlerce içeriğe kolayca ulaşabilmek ve onları sizi takip eden kişilerle kolayca paylaşabilmek için yapmanız gereken tek şey Hürriyet Sosyal’de üyelik oluşturmak. Hürriyet Sosyal bu deneyimi yaşaması için kullanıcılarını bekliyor.
İçerik: www.supercellma.com
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Karagöz Balıkçı
Yonca ile bu sezon gittiğimiz bir oyunun adı da Karagöz Balıkçı. Adından anlaşılacağı üzere, gölge oyunu dediğimiz yöntemle oynanan keyifli bir Karagöz - Hacivat oyunu izledik.
Oyun biraz daha büyüklere hitap etse de Yonca'nın da gayet fazla bir şekilde keyif aldığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Kağıthane Sadabat Sahnesi'nde izlediğimiz oyunda Karagöz'ün işsiz olmasına üzülen arkadaşı Hacivat'ın ona bir balıkçının yanında iş bulması ve Karagöz'ün balıkçılık maceraları anlatılıyor. Yer yer şarkılarla eşlik edilen oyunda çocuklara da sorular yönelterek ilgilerini sahnede tutmayı beceriyorlar.
Oyun Karagöz ve Hacivat'ı temsil eden iki kişi tarafından bir ışıklı perdenin ardından oynanıyor ve yer yer başka başka karakterlerde gölge tiyatrosunda yerini buluyor.
Bize ait böylesine güzel bir değeri yaşatmak adına oyun yapmalarından ötürü İstanbul Şehir Tiyatroları'nı tebrik ediyorum.
Yeni sezonda kesinlikle izlenmesi gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum.
Yorum
1
Anneler Günü = Şenlik Günü
Hürriyet bünyesinde bulunan Bumerang ailesinin düzenlemiş olduğu anne bloggerlara ve yakınlarına özel anneler günü şenliği 10 Mayıs 2014'te İstanbul Martı Hotel Balo Salonu'nda gerçekleşti. Gün boyu çocuklar aktiviteye doyarken biz de keyifli bir şekilde konuşmacıları dinleme ve eğlenerek bilgi sahibi olma şansı yakaladık.
Tam bir şenlik havasında geçen günden yüzümde kalan kocaman bir tebessüm ve aklımda ise blog yazmanın düşündüğümden daha ciddi bir iş olduğu idi.
Başlamadan önce alandaki standları gezme fırsatım oldu. Makas ekibi, Hasanbey Çiftliği, De Cocks Party yerini almıştı. Makas'ta benim saçlarım örüldü, Yonca'nınkine de bir profesyonel dokunuş geldi. De Cocks Party'nin kurabiyeleri ve şekerlerini tattık ve Hasanbey Çiftliği'nin leziz peynir, biber, domatesleriyle doyduk.
Bumerang'ın temsilcileri Hilal Meriç ve Ahmet Erten'in açılış konuşmasını yaptığı şenlikte Hürriyet yazarı, kızımın adaşı Yonca Tokbaş bize mutluluk, aile, iş hayatı ve hayatımızın amacı hakkında bir konuşma yaptı. Öncelikle yazılarından bu kadar tatlı ve hayat dolu birisi olduğunu anlamadığımı itiraf edeyim. Kendisine de giderken söyledim bunu ve çok güldü. Yonca Tokbaş bizi şaşırtarak sahnede soyundu ve spor kıyafetleriyle anlatımına devam etti. Gülmekten çenem ağrıdı ama bitmesin diye de bir yandan dilek tutuyordum. Yonca Tokbaş hararetli bir şekilde anlatımını yaparken içeriye Yonca girdi ve bir anda tüm dikkatlerini üzerine çekti. Koşarak ve "Anne" diye bağırarak içeri giren Yonca'nın ilk uğrak yeri Yonca Tokbaş'ın isteği üzerine sahne oldu. Adaş olduklarını söylediğimde çok güldü ve dilek dilemek isteyenler sahneye gelebilir diye espri yaptı.
Özgürlük, yaptığımız işte mutlu, hayattaki amacımız derken konuşma bitti. Yonca Tokbaş sonrası sahneye Tansu Oskay geldi ve bize ebeynlikte dikkat etmemiz gereken noktalardan bahsetti. Aklımda kalan en önemli şey ise, çocuğumuzu önemsediğimizi göstermemiz, yani onu dinlerken gözünün içine bakmamız ve ona dikkatimizi vermemiz. Çocukların ayna gibi karşılarında onlara bakan ve onları ilgiyle dinleyen ebeveynler görmek istediklerini belirten Tansu Oskay, öğrenilenlerle beraber içgüdülerin de önemli olduğuna değindi.
Anneler paneli'nde ise Nil's Mum, Komirra ve Hassas Anne bloglarının yazarları ile Bumerang ekibi sahnede yerlerini aldılar. Bloggerların başarılarından ve dikkat ettikleri noktalardan yola çıkarak soru-cevap şeklinde yararlı bilgiler içeren konuşmalar gerçekleştirdiler. Keyifli ve yararlı bir panel olduğunu düşünüyorum.
Panelden sonra Doğum ve Hamilelik Terapisti Cihan Züleyha Aydın bize keşkesiz doğumdan ve yararlarından bahsetti.
Ardından hamile eğitmeni Esra Ertuğrul emzirme ve çocuk beslenmesi ile ilgili yararlı bilgileri bizimle paylaştı. Fotoğrafçı Yeşim Mutlu'nun selfie'siyle damga vurduğu ödül töreninde instagramda #bumeranganneleri başlığıyla fotoğraf paylaşan en eğlenceli 3 kişi ödül sahibi oldu.
Astrolog Şenay Yangel ise burçlardan, karşıt burçlardan bahsetti. Şenay Hanım'ın konuşmasının sonunda kızı Asya sahneye geldi ve bize bir iki şiir okudu ve bizi kendine hayran bıraktı.
Organizasyon ve etkinlikten dolayı Bumerang ekibi ve destek olan herkese teşekkürü bir borç bilirim.
İşte o eğlenceli günden diğer kareler...
Yorum
0
Ülker Çocuk Sinema Şenliği
Bu perşembe Elif'le Ülker'in bu yıl 7.sini düzenlediği muhteşem bir sosyal sorumluluk projesi olan "Ülker Çocuk Sinema Şenliği"nin davetlisi olarak "Karlar Ülkesi"ni izledik.
Kuzum elinde mısırı filmin başlamasını bekliyor. (Salonda hiç yer yoktu. Komşumuz da mısır almaya gitti)
Filmi beklerken Sabri Ülker Gıda Araştırma Enstitüsü Vakfı'nın çocuklar için "beslenme" temalı şarkısını izledik-dinledik.
Çok beğendik.
Filmin çıkışında bizi bu abla ve abi uğurladı.
Filmden çıkan her kuzuya bu paketlerden hediye ettiler.
Peki bu proje benim için ne ifade etti:
Belki 7 yıldır pek çok kez reklamlarını duyduk.
Ücretsiz sinema etkinliği olarak düşündük.
Evet ücretsiz sinema etkinliği.
Ama aslında daha da fazlası.
O uzun kuyrukta sadece çocuklar yoktu.
Pek çok anne de vardı.
Bazısı ilk defa sinemaya gelmişti.
Belki maddi imkanlar, belki yaşam şartları nedeniyle.
Bu annelerin ve çocukların yüzünde o heyecanı gördüm.
Bu nedenle bu projeyi tebrik etmek istiyorum.
Bazen insanları mutlu etmek için çözüm o kadar kolay ki.
Ülker sadece onların sinemaya gitmesini sağladı.
Ama ben inanıyorum ki o anne-çocukların hayatında - hayallerinde farklı pencerelerde açıldı.
Çıkışta verilen o mini paketler çocukların neşesine neşe kattı.
(İçinde süt, kek, çikolata, sakız, bisküvi vardı)
Herkesin sanata ve hayallere daha kolay ulaşması dileğiyle
Sevgiler,
Çiğdem
İçerik: http://www.sorananne.com/
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Kuzum elinde mısırı filmin başlamasını bekliyor. (Salonda hiç yer yoktu. Komşumuz da mısır almaya gitti)
Filmi beklerken Sabri Ülker Gıda Araştırma Enstitüsü Vakfı'nın çocuklar için "beslenme" temalı şarkısını izledik-dinledik.
Çok beğendik.
Filmin çıkışında bizi bu abla ve abi uğurladı.
Filmden çıkan her kuzuya bu paketlerden hediye ettiler.
Peki bu proje benim için ne ifade etti:
Belki 7 yıldır pek çok kez reklamlarını duyduk.
Ücretsiz sinema etkinliği olarak düşündük.
Evet ücretsiz sinema etkinliği.
Ama aslında daha da fazlası.
O uzun kuyrukta sadece çocuklar yoktu.
Pek çok anne de vardı.
Bazısı ilk defa sinemaya gelmişti.
Belki maddi imkanlar, belki yaşam şartları nedeniyle.
Bu annelerin ve çocukların yüzünde o heyecanı gördüm.
Bu nedenle bu projeyi tebrik etmek istiyorum.
Bazen insanları mutlu etmek için çözüm o kadar kolay ki.
Ülker sadece onların sinemaya gitmesini sağladı.
Ama ben inanıyorum ki o anne-çocukların hayatında - hayallerinde farklı pencerelerde açıldı.
Çıkışta verilen o mini paketler çocukların neşesine neşe kattı.
(İçinde süt, kek, çikolata, sakız, bisküvi vardı)
Herkesin sanata ve hayallere daha kolay ulaşması dileğiyle
Sevgiler,
Çiğdem
İçerik: http://www.sorananne.com/
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Vialand Tema Park Yeni Sezon İçin Kapılarını Açtı, Dünyanın Eğlencesi Başladı!
120 bin metrekarelik alanda kurulu, 30 eğlence ünitesi ve 15 bin kişilik kapasitesiyle VIALAND Tema Park, 7’den 77’ye her yaşa sınırsız eğlence sunuyor.
Bu yıl tüm dünyada ses getirecek yeni ünitelerle yeni sezona 'merhaba' diyen VIALAND Tema Park, 3 saniyede 110 km hıza çıkarak dünyanın en fazla adrenalin yaratan 4'üncü Roller Coaster'ı olan 'Nefeskesen' ile Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethini insansı robotlarla anlatan 'Fatih'in Rüyası' üniteleri herkese unutamayacakları bir deneyim yaşatacak.
Saatte 900 kişilik kapasiteye sahip olan Nefeskesen, aynı zamanda adını Alman savaş pilotu Max Immelman tarafından geliştirilen pikeden almış olan dünyaca ünlü Immelman burgusuna da sahip. Maceraperestlerin Nefeskesen’de yaşadığı 4G kuvveti, sadece Formula 1 araçları ve F16 uçaklarında hissediliyor.
Çocuklar kadar yetişkinler tarafından da ilgiyle takip edilen SüngerBob’un denizaltı macerası da yeni sezonda VIALAND Tema Park’ta olacak. En iyi animasyon, en iyi ses düzenlemesi gibi birçok alanda 9 Emmy ödülü sahibi Süngerbob’un 4 boyutlu simulasyon gösterisi, uluslararası 26 farklı ödüle de sahip. Bir diğer eğlence ünitemiz de tamamen çocuklara yönelik Kaşif Dora olacak. Dünyada anaokulu çağındaki çocukların en çok ilgi gösterdiği karakterlerden olan Kaşif Kız Dora ile 4 boyutlu sinema keyfi yaşayacak olan çocuklar, Kaşif Dora ile eğitici bir maceraya çıkacaklar.
Dünya çapında büyük bir üne kavuşmuş ve tüm yaş gruplarından hayran kitlesine sahip Bruce Airhead de sezon boyunca VIALAND Tema Park’ta yapacağı gösterilerle ilgi odağı olacak. Dev bir şişme balonla yaptığı büyüleyici şovlarla Bruce Airhead, VIALAND Tema Park’la ilk kez Türkiye’ye geldi.
VIALAND'ın maskotları olan Kaptan Gaga, Vega ve Apostrof karakterleri bu yıl hikaye kitapları ile canlanıyor. Karakterlerin çizgi filmleri de yakında çocuklarla buluşacak.
VIALAND Tema Park, biletlerin online dahil birçok kanal üzerinden satışının gerçekleştirildiği yeni bilet satış ve sadakat sistemini, yeni internet sitesi www.vialand.com ile hayata geçirdi. Eğlence dünyasını erken rezervasyonla tanıştırarak binlerce kişiye uygun fiyatla eğlenme şansını yakaladı. Vialand’in erken rezervasyon kampanyası ise yoğun ilgi nedeniyle 30 Haziran’a kadar sürecek.
VIALAND Tema Park ziyaretçilerine farklı seçeneklerde eğlence imkanı tanırken, isteyen herkes tek biletle tüm ünitelerden sınırsız faydalanabiliyor. Grup, çocuk ve bireysel kart seçenekleri olan VIALAND Kart ile de sezon boyu sınırsız giriş, sınırsız eğlence hizmeti veriliyor.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Anne Sütünün Antibiyotik Kullanımı Gerektiren Hastalıkları Azalttığını Biliyor Muydunuz?
Sevgili anneler, anne sütü mucizedir, bebeğiniz ilk doğduğu andan itibaren büyüme ve gelişme için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin ögelerini içerir. Eşsiz içeriği ile bağışıklık sistemi gelişimini destekler, antibiyotik kullanımı gerektiren hastalıkları azaltır.
Bebeğinizin bağışıklığını guclendirmek için onu 2 yaşına kadar anne sütü ile besleyin. Anne sütü alımı azaldığındaysa bebeğinizin bağışıklığını Aptamil ile desteklemeye devam edebilirsiniz.
Detaylı bilgi için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Islık Sever Max
Volker Ludwig ve Carsten Krüger'in eseri oyun, canları sıkılan arkadaşların en iyi yaptıkları işleri tanıtmasıyla başlıyor. Aralarından biri, bir oyun bildiğini söylüyor ve hep birlikte oynamaya başlıyorlar.
Maximilian, bir ablası olan, oyun oynamayı çok seven, bir birey olarak kendini ispatlamaya çalışan bir çocuktur. Ablası Brunny bütün gün televizyon izler, annesi dikiş diker, babası ise gazete okur. Ev sahipleri Bay Brüller ise çocukların avluda oyun oynamasını yasaklayan gaddar bir kişidir. Bir gün Max'ın topunu ele geçirir ve vermez. Max ise bunun peşindedir.
Dişinin çekilmesi sonucu ıslık çalabildiğini keşfeden Max için ıslık çok önemli bir silah olmuştur. İstediklerini ıslık yoluyla dile getirmeye çalışan Max zaman zaman zor durumda da kalır.
Eğlenceli kurgusu, usta oyuncuları ve sevimli müziğiyle tüm çocukların hatta büyüklerin bile keyifle izleyebileceği bir oyun olmuş. Oyuncularını ve yönetmenini tebrik ederim...
Yorum
0
Fenerbahçe Ülker - Emporio Armani Milano
İkinci basketbol maçımızı da 28.03.2014'te yine Ülker Sports Arena'da izledik. Bayanlar maçının aksine, erkeklerin maçı gayet kalabalıktı. Devasa basketbol salonu NBA'deki maçlarda gördüğümüz sahaları aratmıyordu. Girişteki kalabalığı aştıktan sonra maça yetişebilmek adına koşar adımlarla tribüne gittik. Maç çok yeni başlamışken koltuklarımıza oturduk.
İlk periyotta Fenerbahçe Ülker'in lider olduğu maçta Emporio Armani Milano 3'lükleri art ardına sıralayınca ara kapandı. Hatta bu sefer Fenerbahçe Ülker skora yetişmeye çalışan taraf oldu. Zaman zaman sahada yaşanan gerginlikler seyircilere de yansıdı ve bol bol ıslık ve yuhlamalar duyuldu. Biz seyirciler olarak desteğimizi yine de esirgemedik. Devre arasındaki şov da çok keyifliydi.
Yoncacık bence bu maçta da sıkıldı fakat yine çıktığımızda "Bir daha, bir daha" dedi.
Bu da bizim selfie'miz :)
Yorum
0
Haftanın Etkinliği: Basketbol Maçı
Yonca'nın ilk izlediği maç olarak aile tarihimizde yer alacak olan maç, 22.03.2014 tarihinde Fenerbahçe ve İstanbul Üniversitesi Kadın Basketbol takımları arasında oynanan maçtır.
Ülker Sports Arena'daki maç başlamadan tribünlerde yerimizi aldık. Saha çok büyük olmadığı için öne oturabilme şansına sahiptik. Maç için ısınmaya çalışan takımları izlemek keyifliydi.
Derken maç başladı ve yakın skorlarla devam etti. İlk yarının sonunda ara biraz açılmaya başladı. Fenerbahçe asılmaya başladı ve ikinci yarıda da liderliği bırakmadı. Maçta en çok dikkatimi çekenler siyahi oyuncuların çoğunluğuydu. Çoğu gayet uzun boylu olan oyuncular, çok iyi oynayarak bizi kendilerine hayran bıraktılar. Maçın sonucu 80-66 olarak bitti.
Yonca'nın maçta çok da fazla eğlendiğini söyleyemem, hatta son periyotta uyuyakaldı. Yalnız akşam eve döndüğümüzde "Bir daha, bir daha" demekten kendini alamadı...
posted under
aktivite,
Basketbol maçı,
Fenerbahçe Ülker,
İstanbul Üniversitesi,
Ülker Sports Arena,
Yonca Demirel
|
0 Comments
Yorum
2
Yaratıcılık Yolundaki Adımlar
Bugün tadından yenmeyecek derecede zevkli, keyifli, yararlı ve ilgi çekici bir atölye çalışması gerçekleştirdik.
Dialog Anlatım İletişim Kalamış adresinde gerçekleşen etkinlik için ev sahibine ve organizasyonu yapan Bumerang ekibine çok teşekkür ediyorum.
Bu çalışma sayesinde, Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Metin Yavuzoğlu ile kendi içimizde bir yolculuğa çıktık ve aynadan daha ilerisindeki kendimizi gördük.
Yaklaşık 4 saat süren çalışmada zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile. Metin Yavuzoğlu'nun pozitif enerjisi, insanı motive eden ses tonu ve dolu dolu konuşmasıyla çalışmamız renklendi.
Eğitmenimiz ilk olarak bize yaratıcılığı nasıl kullandığımızı sorarak başladı. Sonrasında hayatından bir örnekle devam etti ve çok önemli bir kavramla tanıştırdı bizi: "Boşlukla ilişki kurma". Boşlukla ilişki kurma, daha çok küçük çocukların oyunlarında ve pandomimcilerde rastladığımız; hayali nesneleri gerçekmiş gibi göstererek yaşamak ve karşısındakine yaşatmak tekniğine deniyor. Hayal gücümüz olduğu sürece yaratıcı ve inandığımız sürece inandırıcı oluruz dedi Metin Hocamız.
Boşlukla ilişki kurma deneylerimiz bize kendimizi yansıtma şansı verdi ve karşımızdakilere sesimizi kullanmadan bir şeyler anlatmamızı sağladı. Hepimizin ortak sorunu asıl anlatacağımız konuyla ilgili olarak aklımızdakileri tam olarak yansıtamamızdı. Bu bizim ne kadar inandığımızla ilgiliydi. Asıl kaygının onaylanma duygusu olduğunu söyleyen hocamız, en kötü eleştirmenin kendimiz olduğunu belirtti, hatalarımızı görmeye çalışmamamız gerektiğini öğütledi.
Anahtar kelimelerimizden biri "Anı Yaşamak". Dünyaca bilinen ismiyle Carpe Diem felsefesinin aslında iki kelimelik basit bir olgu olmadığını, farkında olmanın ne kadar da önemli olduğunu görmüş olduk. Gerçek hayatta biz neye ne kadar inanıyorsak, karşımızdakini de ona o kadar inandırabiliriz.
İnsanın hayatında annenin çok önemli olduğunu söyledi eğitmenimiz. Annenin çocuğa ilk "format"ı attığını, eğitim olarak ilk onu annenin şekillendirdiğini bildirdi. Bu ne kadar da doğru bir tespitti.
İnsanın etrafında çevirdiği duvarlarının olduğunu ve bunların bizi kendimizi ifade ederken sınırladığını öğrendik.
Günün sonunda sihirli değnekle değişmedim ama artık attığım adımlarda daha dikkatli davranıp anı yakalamaya çalışıyorum.
posted under
Bumerang,
Bumerang Deneyim Günleri,
Dialog Anlatım İletişim,
Farkındalık,
Metin Yavuzoğlu,
yaratıcılık
|
2 Comments
Yorum
0
KİŞİSEL BİLGİLERİNİZİ KORUMA ALTINA ALIN
LINE’da kullanıcı bilgi ve görüşmeleri 3G, 4G ve Wi-Fi dahil tüm ağlarda şifreleniyor!
Whatsapp’ın Facebook’a satılmasıyla birlikte kişisel bilgilerinin güvenliğinden endişe eden birçok kullanıcı alternatif uygulamalara yönelmeye başladı. Bu uygulamalar arasında öne çıkanlardan birisi de LINE. Uygulamada kullanıcı bilgi ve görüşmeleri 3G, 4G ve Wi-Fi dahil tüm ağlarda şifreleniyor. LINE’ın iç denetim yönetimi alanında üç uluslararası sertifikaya (SOC2, SOC3 ve SysTrust) sahip olan ilk mobil mesajlaşma uygulaması olması da güvenlik standartlarına verdikleri önemin bir kanıtı niteliğinde.
Telefon Numaranızı Gizli Tutun
LINE’da kendinize özel bir ID belirleyerek telefon numaranızı kimselere vermeden iletişim kurabilirsiniz. Sizi LINE ID’nizi kullanarak ekleyen kişiler telefon numaranızı göremezler. LINE ID’nizi belirlemek için Diğer/Daha Fazlası > Ayarlar > Profil menüsünü kullanabilirsiniz.
Telefon numaranıza sahip kişilerin LINE arkadaşları listesine otomatik olarak eklenmek istemiyorsanız “Başkalarının Eklemesine İzin Ver” seçeneğini kapatabilirsiniz. Böylece sizi sadece LINE ID’nizi paylaştığınız kişiler ekleyebilir.
Tanımadığınız Kişilerin Sizi Rahatsız Etmesine Engel Olun
Anlık mesajlaşma uygulamaları kullananların korkulu rüyalarından birisi de yanlışlıkla alakasız bir mesajlaşma grubuna eklenmektir. LINE’da tanımadığınız kişilerin bulunduğu bir grup sohbetine davet edildiğinizde grupta bulunan kişiler telefon numaranızı göremiyor.
Tanımadığınız bir kişi size mesaj attığında LINE otomatik olarak “Ekle”, “Engelle” ve “Şikâyet et” seçeneklerini sunuyor. Eğer size mesaj gönderen kişiyi tanımıyorsanız kolayca engelleyebiliyorsunuz.
Telefonunuz Yanınızda Olmasa Da Mesajlarınızı Koruyun
Yazışmalarınızı meraklı gözlerden korumak için LINE’a şifre koyabiliyorsunuz. Diğer/Daha fazlası > Ayarlar > Gizlilik ayarlarından “Şifre Kilidi”ni kullanarak LINE’ın her açılışta şifre sormasını sağlayabiliyorsunuz.
Ayrıca “Sohbet Odası Ayarları”ndan tüm sohbet geçmişinizi ve sohbetler içerisinde paylaştığınız tüm dosyaları tamamen silebiliyorsunuz.
Bir arkadaşınız LINE’dan size mesaj yazdığında bildirimin ekranda mesaj okunacak şekilde belirip belirmemesi ile ilgili ayarlarınızı da istediğiniz gibi düzenleyebiliyorsunuz. Bildirim ayarlarında yer alan “Önizleme göster” seçeneğini kapattığınızda, yeni bir mesaj geldiğinde ekranda gelen mesaj yerine “Bir mesajınız var!” yazısı görünüyor.
Paylaşımlarınızı Gizleyin
LINE’ı rakiplerinden ayıran bir diğer özelliği de ileti, fotoğraf, video, bağlantı gibi paylaşımların yapılabildiği, sosyal medya yapısına sahip Timeline ve Home özellikleri. LINE’daki Timeline ve Home hareketlerinizi yalnızca arkadaşlarınız görebiliyor. Ancak burada da iletilerinizin kimler tarafından görüntülenebileceğini belirleyebiliyorsunuz.
Timeline’ınızda paylaşmak istediğiniz iletinizi hazırlarken alt menünün en sağında bulunan “Kişiler” sembolüne tıklayarak iletinizin gizlilik ayarlarını yapabilirsiniz.
Nerede, Ne Zaman İsterseniz Güvenle Konuşun, Mesajlaşın!
LINE'ı tüm akıllı telefonlarda (iPhone, Android, Windows Phone, Blackberry, Nokia), tabletlerde ve hatta bilgisayarınızda bile kullanabilirsiniz.
Kullandığınız cihaza uygun LINE indirmek için: http://line.me/tr/download
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Whatsapp’ın Facebook’a satılmasıyla birlikte kişisel bilgilerinin güvenliğinden endişe eden birçok kullanıcı alternatif uygulamalara yönelmeye başladı. Bu uygulamalar arasında öne çıkanlardan birisi de LINE. Uygulamada kullanıcı bilgi ve görüşmeleri 3G, 4G ve Wi-Fi dahil tüm ağlarda şifreleniyor. LINE’ın iç denetim yönetimi alanında üç uluslararası sertifikaya (SOC2, SOC3 ve SysTrust) sahip olan ilk mobil mesajlaşma uygulaması olması da güvenlik standartlarına verdikleri önemin bir kanıtı niteliğinde.
Telefon Numaranızı Gizli Tutun
LINE’da kendinize özel bir ID belirleyerek telefon numaranızı kimselere vermeden iletişim kurabilirsiniz. Sizi LINE ID’nizi kullanarak ekleyen kişiler telefon numaranızı göremezler. LINE ID’nizi belirlemek için Diğer/Daha Fazlası > Ayarlar > Profil menüsünü kullanabilirsiniz.
Telefon numaranıza sahip kişilerin LINE arkadaşları listesine otomatik olarak eklenmek istemiyorsanız “Başkalarının Eklemesine İzin Ver” seçeneğini kapatabilirsiniz. Böylece sizi sadece LINE ID’nizi paylaştığınız kişiler ekleyebilir.
Tanımadığınız Kişilerin Sizi Rahatsız Etmesine Engel Olun
Anlık mesajlaşma uygulamaları kullananların korkulu rüyalarından birisi de yanlışlıkla alakasız bir mesajlaşma grubuna eklenmektir. LINE’da tanımadığınız kişilerin bulunduğu bir grup sohbetine davet edildiğinizde grupta bulunan kişiler telefon numaranızı göremiyor.
Tanımadığınız bir kişi size mesaj attığında LINE otomatik olarak “Ekle”, “Engelle” ve “Şikâyet et” seçeneklerini sunuyor. Eğer size mesaj gönderen kişiyi tanımıyorsanız kolayca engelleyebiliyorsunuz.
Telefonunuz Yanınızda Olmasa Da Mesajlarınızı Koruyun
Yazışmalarınızı meraklı gözlerden korumak için LINE’a şifre koyabiliyorsunuz. Diğer/Daha fazlası > Ayarlar > Gizlilik ayarlarından “Şifre Kilidi”ni kullanarak LINE’ın her açılışta şifre sormasını sağlayabiliyorsunuz.
Ayrıca “Sohbet Odası Ayarları”ndan tüm sohbet geçmişinizi ve sohbetler içerisinde paylaştığınız tüm dosyaları tamamen silebiliyorsunuz.
Bir arkadaşınız LINE’dan size mesaj yazdığında bildirimin ekranda mesaj okunacak şekilde belirip belirmemesi ile ilgili ayarlarınızı da istediğiniz gibi düzenleyebiliyorsunuz. Bildirim ayarlarında yer alan “Önizleme göster” seçeneğini kapattığınızda, yeni bir mesaj geldiğinde ekranda gelen mesaj yerine “Bir mesajınız var!” yazısı görünüyor.
Paylaşımlarınızı Gizleyin
LINE’ı rakiplerinden ayıran bir diğer özelliği de ileti, fotoğraf, video, bağlantı gibi paylaşımların yapılabildiği, sosyal medya yapısına sahip Timeline ve Home özellikleri. LINE’daki Timeline ve Home hareketlerinizi yalnızca arkadaşlarınız görebiliyor. Ancak burada da iletilerinizin kimler tarafından görüntülenebileceğini belirleyebiliyorsunuz.
Timeline’ınızda paylaşmak istediğiniz iletinizi hazırlarken alt menünün en sağında bulunan “Kişiler” sembolüne tıklayarak iletinizin gizlilik ayarlarını yapabilirsiniz.
Nerede, Ne Zaman İsterseniz Güvenle Konuşun, Mesajlaşın!
LINE'ı tüm akıllı telefonlarda (iPhone, Android, Windows Phone, Blackberry, Nokia), tabletlerde ve hatta bilgisayarınızda bile kullanabilirsiniz.
Kullandığınız cihaza uygun LINE indirmek için: http://line.me/tr/download
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Yeni Bir Hayat!
Neden Amerika'da Doğum?
Bu sorunun cevabı elbette Amerika’da doğan her bebeğin
Amerikan vatandaşı olmaya hak kazanması. Hemen hemen her gün bir başka ünlü
kişinin doğum yapmak amacıyla Amerika’ya gittiğini duydukça bu sorunun
bilmediğim başka cevapları da var mı diye merak ettim ve bir miktar araştırma
sonrasında Amerika’da doğum alanında kurumsal hizmet sunan Yeni Bir Hayat firmasına
rastladım. Yeni Bir Hayat’ın genel müdürü Şevki Akaydın’a neden Amerika’da doğum diye sordum. İşte cevapları.
Amerika’da doğan her bebeğin ileride kendi çocukları da
Amerikan vatandaşı oluyor. Bunun için Amerika’da yaşaması da gerekli değil.
Türkiye’de yaşıyor olsa bile kendisi de anne-baba olduğunda vatandaşlık hakkını
çocuğuna verebiliyor. Yani siz çocuğunuzu Amerika’da dünyaya getiriyorsunuz,
sizin torunlarınız da bu sayede Amerikan vatandaşı oluyorlar.
Amerika prestijli çok sayıda okula evsahipliği yapan bir
ülke olduğu için yurtdışında eğitim denildiğinde de
ilk akla gelen seçenek. Birçok ülke de olduğu gibi temel eğitim Amerika’da da ücretsiz.
Ancak bu haktan sadece Amerikalı öğrenciler yararlanabiliyor. Temel eğitim
kurumlarında verilen eğitimin kalitesi birçok okul da çok iyi. İlkokuldan
başlayarak lise sona kadar çocuğunuz Amerika’da ücretsiz olarak çok iyi bir
eğitim alabiliyor.
Eğer Amerika’ya gitmek yerine çocuğunuzun Türkiye’de
okumasını isterseniz burada da kendisinin bazı ayrıcalıkları oluyor. Ülkemizde
bulunan bazı özel okullar yabancı öğrencileri sınavsız olarak kabul ediyorlar.
Bu şüphesiz son derece önemli bir fırsat çünkü çocuğunuz kolej sınavı stresi
ile uğraşmadan bir öğrencilik hayatı yaşıyor. Yıllarını kolej sınavlarına
hazırlanmak için özel dersler alarak, hafta sonlarını dersanelere giderek
harcamak yerine kendi gelişimine, spora-müziğe ayırarak geçiriyor.
Eğer buradaki eğitimi sonrasında çocuğunuzun Amerika’da üniversite eğitimi
almasını isterseniz o zaman da hem üniversitelere girişi daha kolay, hem de
ödeyeceğiniz ücret daha düşük oluyor. Yabancı öğrencilerin Amerika’da
üniversite eğitimi için yıllık olarak ödeyeceği ücretin yaklaşık 3’de 1’ini
ödeyerek eğitimini devam ettirebiliyor. Eğer not ortalaması iyi ise
üniversitelerden burs alma şansı bile var.
Amerika’da doğum yapmak sadece bebeğinize değil size de hoş
bir ayrıcalık sağlıyor. İleri de çocuğunuz Amerika’ya yerleştiğinde sizi de
yanına aldırabiliyor. Böylece sizler de anne ve babası olarak greencard alıp
Amerika’ya yerleşme şansını elde ediyorsunuz.
Yorum
0
Piti
İstanbul Şehir Tiyatroları'nın sevimli kukla tiyatrosu olan Piti, bizim için de sahnedeydi. Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde izlediğimiz oyunu çok beğendik.
Yolunu kaybeden kabuğu kırılmamış yumurtadaki Piti, dünyaya merhaba dedikten sonra herkesi annesi sanmaktadır. Oyun oynayarak can sıkıntılarını geçirmeye çalışan Miçi, Çeçi ve Kiçi kardeşler Piti'yle karşılaşırlar ve Piti'nin annesini bulmak için ona yardım etmeye karar verirler. Kurnaz kurt da uçurtmasının peşinde olduğu için çocuklara oyun oynayıp onları kandırmaya çalışmaktadır.
Sevimli kuklaları ve başarılı seslendirmeleriyle çocukları sıkmadan tiyatro izlemeye teşvik eden oyun, aynı zamanda dekorları ve dekor değişikliğinde çalan hareketli müziğiyle de beni etkiledi. Yaratıcısı Okan Karaca'yı tebrik eder, yeni oyunlarını heyecanla beklediğimi ifade etmek isterim.
Devamını oku...
Yolunu kaybeden kabuğu kırılmamış yumurtadaki Piti, dünyaya merhaba dedikten sonra herkesi annesi sanmaktadır. Oyun oynayarak can sıkıntılarını geçirmeye çalışan Miçi, Çeçi ve Kiçi kardeşler Piti'yle karşılaşırlar ve Piti'nin annesini bulmak için ona yardım etmeye karar verirler. Kurnaz kurt da uçurtmasının peşinde olduğu için çocuklara oyun oynayıp onları kandırmaya çalışmaktadır.
Sevimli kuklaları ve başarılı seslendirmeleriyle çocukları sıkmadan tiyatro izlemeye teşvik eden oyun, aynı zamanda dekorları ve dekor değişikliğinde çalan hareketli müziğiyle de beni etkiledi. Yaratıcısı Okan Karaca'yı tebrik eder, yeni oyunlarını heyecanla beklediğimi ifade etmek isterim.
posted under
Çocuk Oyunu,
Etkinlik,
İstanbul Şehir Tiyatroları,
Kültür Sanat,
Piti,
tiyatro,
Yonca Demirel
|
0 Comments
Yorum
0
Milano Sirki
Dünyanin en iyi sirklerinden biri olarak adlandırılan Milano Sirki, İstanbul'a uğramışken biz de onu ziyaret etmeyi ihmal etmeyelim dedik. Ümraniye Meydan AVM'nin otoparkına kurulu çadırda gösteri öncesi yerimizi aldık.
Durum itibariyle Yonca'nın ilk sirk deneyimi olması açısından da anlamlı oldu bizim için. Aslan ve kaplan görme umuduyla gelen Yonca için heyecanlı bekleyiş başladı.
Sirk ilk önce palyaço ile başladı. Klasik birkaç palyaço numarasıyla seyircileri sirke hazırlamak üzere gelen palyaçomuz Vladi Rossi bizi güldürdükten sonra sirk başladı.
İlk numara, iki adet demir çember içinde bulunan iki akrobatın etkileyici gösterisiydi. Bunu ağzımız açık ve gözlerimiz çoğunlukla yukarıda izledik.
İkinci numara ise köpek gösterisiydi. Birbirinden sevimli köpekler akrobasi hareketleri yaparak bizi güldürdüler. Sonra sırada jimnastik gösterisi vardı. Arada sevimli palyaço gelip şovunu yaptı. Ünlü sihirbazın yaptığı numaralar da insanları hayrete düşürdü.
Asıl heyecanla beklediğimiz Bengal kaplanları ikinci yarıya saklanmıştı. Ara verilince heyecanla beklemeye devam ettik.
İkinci yarı öncesi demir kafesler getirildi, kaplanların yürüyeceği ve sahneye geleceği demir geçit takıldı. Sahne ve seyirciler arasında file geçirildi. Kaplanlar geldiğinde hepimiz heyecanlandık ve herkes telefonlarına sarıldı. Bu sırada görevlilerin çoğu flaşsız fotoğraf çekmemiz konusunda bizi uyardılar. Bir yandan kaplanları izlemek, bir yandan da Yonca'nın tepkisini izlemek çok keyifliydi. Sanırım bir tek kaplanların gelmesi sebebiyle hayal kırıklığına uğramıştı. Kaplanlar eğiticilerinin sözüne uyarak denilenleri harfiyen yaptılar ve teker teker sahneden ayrıldılar. Bu kadar büyük ve görkemli bir hayvanı yakından görme şansımız da olmuş oldu böylece.
Kaplanlardan sonra gösteri kaldığı yerden devam etti ve ip dansı yapan gösterici herkesi büyüledi. Sonrasında komik bir ilüzyon gösterisi derken şovun son gösterisine geldik. Motosikletli akrobatlar demir bir kafes içinde hep birlikte harika bir senkronizasyonla motor kullandılar. Ağzımız açık izlemeye devam ettik ve tadı damağımızda kalan sirk gösterisi böylece son bulmuş oldu.
Yepyeni bir etkinlikte görüşmek üzere..
posted under
aktivite,
Bengal kaplanları,
Milano sirki,
motosiklet şovu,
sirk,
Yonca Demirel
|
0 Comments
Yorum
0
Pırtlatan Bal
Aziz Nesin'in aynı adlı kitabından uyarlanan çocuk oyununun ismi biraz tuhaf gelse de konusu ve verdiği ders itibariyle anlamlanıyor.
Kasabanın tefecisi, kendi deyimiyle "Paracı", tüm borç verdiklerini usandırır. Tek düşündüğü şey paranın faizidir ve borcunu ödeyenlerin verdiği faiz her zaman çok azdır. Paracının karısının canı bir gün bal ister. Uşakları Şak Şak'ı çağırırlar ve Şak Şak'ı bal almak üzere pazara gönderirler.
Pazardaki bal satıcılarının üçünü de bezdiren Şak Şak cimri sahibi gibi davranarak para bile ödemeden bal alıp gider. Yolda rastladığı yaşlı nine, ona torununun çok hasta olduğunu, mutlaka bal alması gerektiğini ama hiç parası olmadığını söyler. Hasta torunu için birazcık bal isteyen nineye karşı dalga geçerek yanıt veren Şak Şak, en sonunda kadıncağızı bezdirir. Yaşlı nine oradan ayrılırken ilenmeyi unutmaz ve der ki, "Her kim bu baldan yerse pırt pırt pırtlasın".
Yorum
0
Kral Çıplak
Eti Çocuk Tiyatrosu'nun profesyonel oyunu Kral Çıplak bu sene tüm Türkiye'de oynanmak üzere turnede. Turnenin İstanbul ayağında biz de oyunu izleme şansı bulduk.
Hans Christian Andersen'in İmparatorun Giysileri adlı -okuyucular arasında daha çok "Kral Çıplak" ismiyle bilinen- kitabından uyarlama olan oyun, tek perde olmasından dolayı çocuklara sıkılmadan izleme şansı veriyor.
Giysileriyle takıntılı olan kral, halkını hiç düşünmez. Sadece istediği hep en güzel giysileri giymektir. Halk yoksulluk içindedir. Kralın yeni giysiler giymesinin sonucu halka ağır vergiler olarak geri dönmektedir.
Doğum günü yaklaşan kral ne giymesi gerektiği konusunda kararsızdır. Kralın durumundan yararlanarak ülkeyi arka plandan yöneten yardımcısı ise onun mutlaka yeni bir giysi giymesi gerektiği konusunda kralı ikna eder, bunun karşılığında halktan 10 altın fazla vergi alınacaktır. Yardımcının giysi düşüncesi ise, normal bir tavuğu yolup kukuriku kuşu tüyleri olarak gösterip kralı kandırmaktır.
Kral ise yeni giysiler peşinde olmasından dolayı ülkenin en ünlü terzilerini kendi için giysi dikmeye çağırır. O sırada ülkeyi gezen bir gezgin de tavuğu yardımcı tarafından çalınan köylü kız ile terzi kılığında saraya girer. Sonrası malum hikaye ve bir ders ile oyun biter.
Oyun gerek dekoru, gerek kostüm ve oyuncuları ile gayet başarılı ve profesyonel. Şarkılarla hikaye özetleniyor, çocuklar ve büyükler eğleniyor; eğlenirken de ders çıkarıyorlar.
Eti'yi böylesine güzel bir sosyal sorumluluk projesini gerçekleştirdiği için tebrik ediyorum. Yeni oyunları iple çekiyoruz.
posted under
aktivite,
Eti Çocuk Tiyatrosu,
Kral Çıplak,
tiyatro,
Yonca Büyüyor,
Yonca Demirel
|
0 Comments
Yorum
0
Vakıf Taşdelen 15 Litre Cam Damacana Artık Mutfaklarda
Hayatımızdaki önemi nedeniyle içeceğimiz suyu seçerken çok titiz davranıyoruz.
Bunun için de suyumuzun özellikle cam ambalajda olmasını tercih ediyoruz.
Uzun yıllardır bu hassasiyetle suyu bize cam şişelerde ulaştıran Vakıf Taşdelen’den beklenen yepyeni ürün işte karşınızda.
Vakıf Taşdelen 3 litrelik cam şişesinin yanısıra şimdi de 15 litre cam damacanada.
Tabii konu sağlık olduğu için Vakıf Taşdelen bu yeni ürününde bütün ayrıntıları da düşündü.
Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı sipariş ettiğinizde, BPA içermeyen sağlıklı pompanızı, cam boru seçeneğiyle tercih edebiliyorsunuz. Kısaca sağlıklı cam damacanayı, sağlıklı cam boru ile kullanabiliyorsunuz.
Cam damacanın diğer bir özelliği de plastik olmayan, özel sağlıklı kapağı…
Ayrıca Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı, gün ışığını kırarak suya olumsuz etkisiniz azaltan özel tasarım koruma ve taşıma kasası ile birlikte kullanabiliyorsunuz.
Siz de sevdikleriniz için Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı tercih edin,
hayatınızda sağlıklı suya yer açın.
Vakıf Taşdelen Facebook
Vakıf Taşdelen Twitter
Vakıf Taşdelen Web
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Bunun için de suyumuzun özellikle cam ambalajda olmasını tercih ediyoruz.
Uzun yıllardır bu hassasiyetle suyu bize cam şişelerde ulaştıran Vakıf Taşdelen’den beklenen yepyeni ürün işte karşınızda.
Vakıf Taşdelen 3 litrelik cam şişesinin yanısıra şimdi de 15 litre cam damacanada.
Tabii konu sağlık olduğu için Vakıf Taşdelen bu yeni ürününde bütün ayrıntıları da düşündü.
Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı sipariş ettiğinizde, BPA içermeyen sağlıklı pompanızı, cam boru seçeneğiyle tercih edebiliyorsunuz. Kısaca sağlıklı cam damacanayı, sağlıklı cam boru ile kullanabiliyorsunuz.
Cam damacanın diğer bir özelliği de plastik olmayan, özel sağlıklı kapağı…
Ayrıca Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı, gün ışığını kırarak suya olumsuz etkisiniz azaltan özel tasarım koruma ve taşıma kasası ile birlikte kullanabiliyorsunuz.
Siz de sevdikleriniz için Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı tercih edin,
hayatınızda sağlıklı suya yer açın.
Vakıf Taşdelen Facebook
Vakıf Taşdelen Twitter
Vakıf Taşdelen Web
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Uçan Şemsiye
Oyun alanları çöplükle kaplanan çocuklar oynamak için başka yer arayışına girerler. Öncesinde oyun alanlarını yerlere çöp atan Devol'dan temizlemeye çalışan çocuklar maalesef bir türlü başarılı olamazlar. Devol bıkmadan usanmadan yerlere çöp atmaya devam eder.
Çocuklar en sonunda pes edip yeni, temiz, oynanacak alanlara sahip bir ülkeye gitmek üzere uçan şemsiyelerine binerler ve yemyeşil alanlara sahip temiz ülkelere giderler. Ama maalesef Devol orada da onları bulur. Oyunlarla, kuklalarla ve birazcık da cesaretle Devol'a yerleri kirletmemesi gerektiğini anlatmaya çalışan çocuklar yine başarılı olamazlar. Uçan şemsiyelerine binip yeni ülkeler keşfetmeye devam ederler. Devol yerleri kirletmemesi gerektiği konusunda bir türlü ikna olmamaktadır. Çocuklar en sonunda güzel bir planla seyircileri de dahil ederler.
Çevre bilincini çocuklara doğru bir şekilde anlatan ve onların da katılmasını sağlayan bir çocuk oyunu olmasından dolayı ekibi kutluyor, teşekkürlerimi sunuyorum.
posted under
aktivite,
Tüyap Çocuk Tiyatrosu,
Uçan Şemsiye,
Yonca Büyüyor,
Yonca Demirel
|
0 Comments
Yorum
6
Fark Yaratma Yolculuğu
Bumerang deneyim günleri etkinliklerinden birine katılma şansını elde eden 20 blogger'dan biri olarak, ilk farkımı yaratmış bulunmaktayım. Bundan sonrası için Ali Poyrazoğlu'na kulak vermem gerekiyordu ve ben de işte bu sebepten dolayı 25.02.2014 akşamı Borusan Oto Dolmabahçe Sahne'de yerimi aldım. Atmosfer itibariyle çok başarılı bir seçim olmuştu. İçeri girer girmez fark yaratan ve sanat dostu olan markanın etkisini hissettim. Kafesinde dinlenirken diğer bloggerlarla da tanışma şansım oldu. Sanal ortamda bildiğimiz veya bilmediğimiz bloggerlarla yüzyüze karşılaşmak çok keyif vericiydi.
Büyük usta kafeye gelip bizi kendi uslubuyla selamlayarak güldürdü ve hazırlanmak üzere sahneye geçti. Sahne dediğimiz yer butik bir tiyatro aslında. Sandalyelerimiz sahneye doğru çevrilmişti, biz de yerimizi aldık ve heyecanla beklemeye başladık.
Kulisten beliren Ali Poyrazoğlu sandalyeleri kenara çekmemiz gerektiğini ve egzersiz yaparak fark yaratma yolculuğumuza başlayacağımızı söyledi. Söyleneni yaptık ve ayağa kalkarak hazır bekledik.
İlk yapmamız gereken doğru nefes almayı öğrenmek oldu, sonrasında cenin halinde bile kalp atışlarımız ile başlayan ritme taşıdı bizi ve vücudumuzu dinlememizi, kendimizi daha iyi anlamamızı sağladı bu egzersizle.
Isındıktan sonra asıl konuya geçmeye hazırdık ve ilk çalışmamız hayal gücümüzü başkalarının gözünde yaşanabilir hale getirmekti. Bunun için seçilen 5 kişiden, bir mekanla ilgili nesneleri ardı ardına saymaları istendi. Sonrasında herkes birbirinin cümlelerinden devam ederek bir hikaye anlatmaya çalıştı. Bu egzersizlerde de eksiklerimizin olduğunu gören büyük usta, bizi hayal dünyasına taşıdı ve gözlerimizi kapattık, orada bizzat bulunup geri geldik.
Cümle aralarında bile o kadar etkileyici sözler ve yararlı öğütler verdi ki, hafızamın hepsini hatırlamasını çok isterdim. Aklımda kalan birkaç konu var, kendince bir özet yapmış zihnim demek ki.
Fark yaratmanın aslında insanın kendine olan yolculuğu olduğunu, bunun bir yol haritası olmadan gerçekleşemeyeceğini söyledi. Hepimizin doğduğunda sanatçı olarak doğduğunu, bazılarının bunu keşfedip yoluna devam ettiğini, bazılarının ise bunu körelttiğini söyledi. Bugünün farklılıkları yarının standartlarıdır derken bize farklı olmaktan korkmamayı, hatta farkı bulmuşken de kaçırmamamız gerektiğini hatırlatmış oldu.
Küçükken tam özgüvenle yarattığımız farkın, önce aileden başlayarak köreldiğini ve bu yüzden yenilik yapmamız gereken durumda yapamadığımızı belirtti. Bunu engellemek adına kendimize sınır koymamamızı öğütledi.
İnsanın fark yaratması kendine meydan okumasıyla gerçekleşir. Rakibinize, arkadaşınıza, iş arkadaşınıza attığınız fark fark değildir. Eğer insan her seferinde kendi kendine meydan okuyup daha iyisini yapabiliyorsa fark yaratan bir birey olmuştur. Bu da benim düne dair sentezim.
Ali Poyrazoğlu'nun bize çalışmayı öğütlemesi, kitaplar önermesi ve samimi tavırları, kendisine bir kez daha hayran kalmamı ve onu bir kez daha alkışlamamı sağladı.
Bu güzel etkinlikten geriye büyük bir tebessüm, yeni organizasyonlar için dört gözle ve heyecanla bekleme, Bumerang ve ekibine müteşekkirlik ve en önemlisi fark yaratma isteği kaldı!
posted under
Ali Poyrazoğlu,
Blog yazmak,
Blogger olmak,
Borusan Dolmabahçe,
Deneyim Günleri,
fark yaratmak,
yaratıcılık
|
6 Comments
Yorum
0
Anne Sütünün Antibiyotik Kullanımı Gerektiren Hastalıkları Azalttıgını Biliyor Muydunuz?
Sevgili anneler, anne sütü mucizedir, bebeğiniz ilk doğduğu andan itibaren büyüme ve gelişme için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin ögelerini içerir. Eşsiz içeriği ile bağışıklık sistemi gelişimini destekler, antibiyotik kullanımı gerektiren hastalıkları azaltır.
Bebeğinizin bağışıklığını guclendirmek için onu 2 yaşına kadar anne sütü ile besleyin. Anne sütü alımı azaldığındaysa bebeğinizin bağışıklığını Aptamil ile desteklemeye devam edebilirsiniz.
Detaylı bilgi için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Bebeğinizin bağışıklığını guclendirmek için onu 2 yaşına kadar anne sütü ile besleyin. Anne sütü alımı azaldığındaysa bebeğinizin bağışıklığını Aptamil ile desteklemeye devam edebilirsiniz.
Detaylı bilgi için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Gazlı Bebek, Anlatılmaz Yaşanır!
Bebeğiniz gazlıysa, kime ne kadar anlatsanız da sizi en iyi, bebeği gazlı olan bir anne anlar. Paylaşılan çareler, anneanne/babaanne önerileri, doktor kontrolleri… Annelerin geçirdikleri o günlerin tarifi yoktur. Tıpkı anne olduğunuzda, bebeğinizi kucağınızı aldığınız zamanki duygularınızı tarif edemediğiniz gibi… Uykusuz geceler, insanın kendine ‘acaba sorun ben de mi’ diye sorduğu zamanlar elbette geride kalacak ve o tatlı varlık bir gün en tatlı gülüşüyle size bakacaktır. Peki ama ne zaman? Dilerseniz biraz neden bebekler gazlı olur bir bakalım, anlamaya çalışalım. Bebeklerin 55%‘i yaşamlarının ilk aylarında sindirim problemi yaşayabilir çünkü dünyaya geldiklerinde sindirim sistemleri henüz tam olarak gelişmemiştir. Bebekler için en uygun besin anne sütüdür ve hayata en iyi başlangıcın yapılmasını sağlar. Bebeğin anne sütü ile beslenmesi için hazırlık yapılması aşamasında ve emzirme esnasında sağlıklı ve dengeli bir diyet uygulamanız önemlidir. Sütünüzün az olduğunu hissettiğinizde bebeğinizin beslenmesi konusunda her zaman doktorunuza ya da sağlık profesyoneline/uzmanına danışmanız doğru olacaktır. Doktorunuzun da görüşüyle, gazlı bir bebek için en doğru seçim, bebeğinizin sindirimi kolay besinlerle beslenmesidir. Bebelac Nutrikonfor devam sütü, fermentasyon teknolojisi ile üretilmiştir. Fermantasyon, yoğurt ve benzeri ürünlerin üretiminde kullanılır. Fermente ürünler sindirime yardımcıdır. Bebelac Nutrikonfor 2, 6. aydan itibaren kullanılabilen devam sütüdür. 6. aydan itibaren her gün en az 500 ml anne sütü veya yetersiz ise doktorunuza danışarak devam sütü vermeniz önerilir. Bebelac Nutrikonfor 2’yi bebeğiniz 1 yaşına gelene kadar kullanabilirsiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız. Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
2
Karnemi Aldım Ben!
Yonca, anne okulu ilk yarıyıl dönemini bitirdiğinde anaokulu gelişim belgesi aldı. 2 yaş dönemi için çok erken görünse de karnemiz gerçekçi olması bakımından çok fazla anlam teşkil ediyor.
Birçok konuda bağımsız olarak yapabildiklerinin yanı sıra yardıma ihtiyacı olan konular da var. Çocuğumu pohpohlamak yerine doğru ve eleştirel olarak karnesini değerlendirdiği için öğretmeni Esma Yılmaz'a teşekkür ediyorum.
Eksik olduğu konular zamanla gelişecek ve artık yardıma ihtiyacı kalmadan yaptıkları çoğalacak, biraz zaman biraz da eğitim ve yönlendirme gerekiyor sadece...
Son Yorumlar
Popüler Yayınlar
-
Biliyorum yazacaklarım anne olmak isteyenleri biraz korkutacak. Unutulmaması gereken bir şey varsa, o da güzel olan şeyler hep zordur. An...
-
Canım annem, Ne kadar şaşırdığını biliyorum, ama ben bir zamane çocuğuyum. İşte bu küçücük halimle sana mektup yazıyorum. İnternetin, tek...
-
Efendim, sıra geldi Yonca'nın blogunun 1. yılı şerefine ne zamandır iple çektiğimiz çekilişe... 1. yılımız 14 Şubat ...
-
Gebelik ve Annelik Günlügü : Çekiliş Var! Haydi bakalım, ben katılıyorum. Sizleri de beklerim :) Bol şanslar! ...
-
Atasözleri ne kadar da doğru değil mi? Büyük lokma ye ama büyük söz konuşma demiş büyüklerimiz. Başına gelene kadar başka insanlar için...
- Melisa Demirel
- Apple of her mum and dad's eye, Yonca came to the world after having 41 weeks and 1 day womb journey and made her beloved ones happy. She was very active inside, so she continues this habit by clapping her hands so many times. Anne ve babasının göz bebeği, şans meleği 41 hafta ve 1 günlük anne rahmi serüveninden sonra dünyaya gelerek sevenlerini sevindirmiştir. İçerideyken kıpır kıpır olan Yonca, dışarıda da bu kıpırtıları bol bol el çırparak göstermektedir.