Hafta Sonu Ne Yapmalı?
Bende de iş yaşamına tam gaz alışmama rağmen benzer kaygılar süregeliyor.
Haftanın büyük bir bölümünü ofiste geçirdiğimden geri kalan zamanlarda mümkün
olduğunca kızımla ilgilenmeye çalışıyor, onun ihtiyaçlarını gidermeye
odaklanıyorum. Tabii bir de benim bir insan olduğum ve kendime zaman ayırmam
gerektiğinin de bilincindeyim. Bunları uygulamaya koyabilmek için henüz yeteri
kadar zaman ayıramıyorum, ama kızımın biraz daha büyümesi gerekiyor diye
düşünüyorum.
Hal böyle olunca hafta sonları bizim için hafta içlerinden daha yoğun ve
hareketli geçiyor. Hafta sonunda en azından bir gün bile olsa ailecek dışarıda
geçirmeyi yeğliyorum. Bu hem benim, hem eşimin, hem de kızımın sağlığı için
gerekli. Bir arada olmayla paylaşım arttığı için bu birliktelik hepimizin
yararına oluyor.
Kış gelmesiyle beraber hareketlerimiz biraz da olsa kısıtlanıyor. Kat kat
giyilen giysiler, yağmur olup olmayacağına dair kaygılar, rüzgar varsa
şiddetini düşünmeler… Yazın bu kaygılar nispeten kolay. Üzerimizdeki giysilerle
hemencecik hazırlanıp dışarı çıkabiliyoruz.
Çocuklu annelerin vazgeçilmezidir, yedekleri içeren bir çanta taşımak.
Bebek küçük olunca bu çanta daha büyük olur. Bebek büyüdükçe çantanın boyutları
küçülür, yedek sayıları azalır.
Hafta sonu mutlaka bu çanta yanımızdan eksik olmaz, kıyafetler, mama, su,
bez vs. alınarak çantaya yerleştirilir. Geriye annenin birkaç parça eşyası da
eklenerek çanta hınca hınç doldurulur. Sonrasında mont, palto ne varsa havaya
uygun olarak giyilir ve bebeğin üşümesi ihtimaline karşın bir battaniye alınır.
Dışarı çıkmak ayrı bir seremonidir, tıpkı Geyşa’ların çay içme
ritüellerindeki gibi bu iş aceleye gelirse mutlaka bir şey unutulur ve Murphy
kanunu gereği unutulan şey lazım olur.
Hafta sonu en ideal gezi hava almaya yönelik olandır. Otoparktan doğruca
alış veriş merkezine geçiş, suni hava solunumu ve gerisin geri eve dönüş
istenmeyen bir gezidir. Bazen mecbur kalsak da mümkün olduğunca hava almalı
küçük geziler yapmaktayız.
Bebek arabası kullanılıyorsa toplu taşıma araçlarını kullanmak işkenceden
ibaret olacağı için mutlaka özel arabayla gidilecek yerlere gidilir ve büyük
şehirde yaşamanın sonucu olarak trafik ve otopark problemi ortaya çıkar. Otopark
problemi hallolduktan sonra bebek arabasına bebek oturtulur ve hava alma işlemi
başlar. Bebek büyüdükçe arabada kalış süresi kısalır ve gelin görün ki o
kocaman bebek arabaları boş olarak anne babalar tarafından ittirilir ve
bebekler ya kucakta taşınır ya da ellerinden tutularak yürütülür.
Uyku veya yemek saati geldiğinde huysuzluklar gelişeceği için bu saatlerde
oturacak, sıcak bir yerlerde olmak avantajlı olacaktır. Zira bebekler açlığa ve
uykusuzluğa karşı direnç gösteremediklerinden anne babaya bu saatler zehir
olabilir. Bebeğin uyumasıyla derin bir nefes alınır ve belki iki çift sözle
sohbet edilir.
Hafta sonu ideal gezmesi bebek olunca çok uzun süremez. En azından öğleden
sonra başlayıp akşam yatma saatine yakın bitmelidir. Aksi takdirde dışarıda
geçirilen saat kadar huzursuzluk gelişebilir. Bebeğin düzenini birkaç gün
bozmak bir şey yapmaz fakat uzun süre bu şekilde olursa uyku ve yemek düzeni
değişeceği için problemler baş gösterebilir. Bu da anneye yol, su, elektrik
olarak döneceğinden cesaret edilip geceler boyu sokakta kalınamaz.
Çalışan annenin temposu hafta sonu da hiç azalmadan devam eder, ee ne demişler,
işleyen demir ışıldar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yayınlarım
-
▼
2012
(76)
-
▼
Kasım
(17)
- Çocuğum İçin Çocuğuma Özel
- 2012'nin En Güzel Gülen Bebeğini Arıyoruz...
- Bumerang Jürisi Neden Yonca'yı Seçmeli
- Masallarla Büyüyoruz
- Misafir Yazarlık
- Hafta Sonu Ne Yapmalı?
- Yonca Bumerang Ödülleri'ni Kucaklamaya Hazırlanıyor
- Bumerang Ödülleri 2012- İlk 10'lar Belli Oldu!
- Dünyanın En Güzel Hediyesi'nin Yeni Rap Yıldızı
- Dünya Çocuk Kitapları Haftası Kutlu Olsun
- Külkedisi'nden Sindirella'ya
- Susam Sokağı Çocukları
- Turkuazoo - Yonca'nın ilk Akvaryum Gezisi
- Altın Değerinde Yarışma - Fresh'n Soft'tan Bebekle...
- Tohumlarımızın Nesli Tehlike Altında!
- Blogum Dergisi'ne Konuk Olduk!
- Working Mother-Tr'de Blog Yazıyorum
-
▼
Kasım
(17)
Son Yorumlar
Popüler Yayınlar
-
Biliyorum yazacaklarım anne olmak isteyenleri biraz korkutacak. Unutulmaması gereken bir şey varsa, o da güzel olan şeyler hep zordur. An...
-
Canım annem, Ne kadar şaşırdığını biliyorum, ama ben bir zamane çocuğuyum. İşte bu küçücük halimle sana mektup yazıyorum. İnternetin, tek...
-
Efendim, sıra geldi Yonca'nın blogunun 1. yılı şerefine ne zamandır iple çektiğimiz çekilişe... 1. yılımız 14 Şubat ...
-
Gebelik ve Annelik Günlügü : Çekiliş Var! Haydi bakalım, ben katılıyorum. Sizleri de beklerim :) Bol şanslar! ...
-
Atasözleri ne kadar da doğru değil mi? Büyük lokma ye ama büyük söz konuşma demiş büyüklerimiz. Başına gelene kadar başka insanlar için...
- Melisa Demirel
- Apple of her mum and dad's eye, Yonca came to the world after having 41 weeks and 1 day womb journey and made her beloved ones happy. She was very active inside, so she continues this habit by clapping her hands so many times. Anne ve babasının göz bebeği, şans meleği 41 hafta ve 1 günlük anne rahmi serüveninden sonra dünyaya gelerek sevenlerini sevindirmiştir. İçerideyken kıpır kıpır olan Yonca, dışarıda da bu kıpırtıları bol bol el çırparak göstermektedir.
aynen bende ışıl ışılım işlemekten, pazartesi işe gidip dinleniyorum diyebilirim :) ooohhh çalışmak güzel diyorum, çayım kahvem gelsin biraz gazetelere göz atayım :) zira anlattıklarını an be an yaşıyorum :)
YanıtlaSilBazen hafta içi tatil gibi olabiliyor :)
SilIşıldamak güzeldir :)