İyi ki varsın Yonca!
Doğumundan itibaren, hatta doğmadan önce de hissettiğim ve çok kez tekrarladığım bir cümle: "İyi ki varsın canım kızım, iyi ki varsın Yonca!". Artık bir kez daha anlamlandı benim için. Kızımla geçirdiğm her gün zaten başlı başına süperken, bugün bambaşka bir boyuta ulaştı.
Efendim malum, üniversite sonrası insan iş hayatına atıldı mı eskisi gibi arkadaşlarına vakit ayıramıyor. Bir de bunun üstüne evlilik eklendi mi bahaneler çoğalıyor, zamanlar bir türlü denk gelmiyor. Çocuk konusuna hiç girmiyorum, liste uzayıp gidiyor. Sonuç da birbiriyle görüşmek isteyen ama her zaman bir engelleri çıkan arkadaşlar olarak karşımıza çıkıyor.
Bugün bu zinciri kırarak üniversiteden beri görmediğim arkadaşlarım Aslı, Gülşah ve Bahar'la görüştüm. Toplantının kurucusu ve ev sahibi Aslı. İki-üç hafta öncesinden plan yapıldı ve geriye doğru sayım başladı. Zaten zaman su gibi akarken bu sürenin de geçmesi göz açıp kapama süresiyle eş oldu.
Bugün Aslı'nın Kurtköy'deki evine doğru Yonca'yla yola çıktık. Biraz şehir dışında kalmasına rağmen çok sessiz ve temiz havası olan bir yerde oturuyor Aslı ve ailesi. Biz biraz rotarlı vardık maalesef. Gittiğimizde minikler ve anneleri çoktan sohbete başlamışlardı.
Ev sahibimiz Aslı'nın kızı Ferahnaz ile Gülşah'ın kızı Defne yaşıtlar; hatta aralarında sadece birkaç gün var. Yonca ile de Zeynep Duru aynı şekilde. Hal böyle olunca her konudan ve her çeşit anne muhabbeti döndürdük.
Aslı'nın harika kısırı ve Gülşah'ın hazır görünümlü ev yapımı cheesecake'ini mideme indirirken Yonca da masaya doğru hamleler peşindeydi.
Küçükler kendi çaplarında oynayıp birbirleriyle kaynaştılar. Tabii ki yaşıtlar kendi aralarında. Annelerin keyfi yerindeydi, ne de olsa kızlar zevkle oyun oynuyorlardı.
Einstein'in izafiyet teoremine uygun olarak güzel geçen zaman su gibi aktı ve yavaş yavaş eve dağılmalar başladı. Ben hem geç geldiğim hem de acil işim olmadığından biraz daha kaldım ve Aslı'yla güzel sohbet ettik, hatta Ferahnaz'la biraz oyun bile oynadık. Yonca da birazcık Ferahnaz'ın beşiğinde kestirme şansı buldu bu arada.
Uzun süreden beri bu şekilde bir sosyalleşme yaşamamıştım, bana da ilaç gibi geldi diyebilirim.
Bugünün bir başka özelliği de ilk kez anneler günü hediyesi almış olmam. Gülşah ve Aslı'ya hediyeleri için tekrar teşekkürler.Bir sonraki buluşmayı dört gözle bekliyorum.
posted under
Arkadaşlar,
Oyun
|
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yayınlarım
-
▼
2012
(76)
-
▼
Mayıs
(12)
- Avrupa vizyonuna sahip olmak ya da "Eurovision"
- Kalabalıkta Çığlık Çığlığa Ağlayan Çocuklar
- Barbie Bebek Aşkına!
- Gerçekleri bulmamıza yardımcı olur musunuz?
- Blogger Anneler Kulübü
- Bir bebek bu kadar mı tatlı uyuyakalır!
- Anne Olmak
- Çok Yönlü Web Günlüğü Ödülüm!
- Laleler, laleler, laleler...
- İyi ki varsın Yonca!
- Aslıhan GÜNDÜZ = Her şey: Blog'unuz Anne Bebek Der...
- Blogger Anneler: Röportaj: Yonca Demirel
-
▼
Mayıs
(12)
Son Yorumlar
Popüler Yayınlar
-
Biliyorum yazacaklarım anne olmak isteyenleri biraz korkutacak. Unutulmaması gereken bir şey varsa, o da güzel olan şeyler hep zordur. An...
-
Canım annem, Ne kadar şaşırdığını biliyorum, ama ben bir zamane çocuğuyum. İşte bu küçücük halimle sana mektup yazıyorum. İnternetin, tek...
-
Efendim, sıra geldi Yonca'nın blogunun 1. yılı şerefine ne zamandır iple çektiğimiz çekilişe... 1. yılımız 14 Şubat ...
-
Gebelik ve Annelik Günlügü : Çekiliş Var! Haydi bakalım, ben katılıyorum. Sizleri de beklerim :) Bol şanslar! ...
-
Atasözleri ne kadar da doğru değil mi? Büyük lokma ye ama büyük söz konuşma demiş büyüklerimiz. Başına gelene kadar başka insanlar için...
- Melisa Demirel
- Apple of her mum and dad's eye, Yonca came to the world after having 41 weeks and 1 day womb journey and made her beloved ones happy. She was very active inside, so she continues this habit by clapping her hands so many times. Anne ve babasının göz bebeği, şans meleği 41 hafta ve 1 günlük anne rahmi serüveninden sonra dünyaya gelerek sevenlerini sevindirmiştir. İçerideyken kıpır kıpır olan Yonca, dışarıda da bu kıpırtıları bol bol el çırparak göstermektedir.
Tamam evde bebekle olmak çok güzel. Fakat iş hayatından sonra evde sürekli çocukla baş başa kalmak hem anne için hem bebekler için iyi değil. Hava değişikliği süper olur. (kendimden biliyorum.)
YanıtlaSilBen de bloguma beklerim. Bloger anneleri;)
Evet ben de çalışan bir anneyim. Hava değişikliği, sadece bebekle baş başa olmamak açısından harika. Her ne kadar insan doğumdan sonra bebekten hiç ayrılmak istemese de çalışma hayatını bilenler için evde kalmak zor zanaat.
YanıtlaSilBlogunu daha önce de ziyaret etmiştim, takip ediyorum :)
Blogger Cafeden geliyorum, ben de seni bloguma beklerim ;) Sevgiler...
YanıtlaSilBlogumu takip ettiğin için teşekürler ben de seni takip etmeye başladım :)
YanıtlaSilSevgiler....
merhaba blogger cafeden geliyorum sizi izlemeye aldım banada beklerim
YanıtlaSilsevgiler
Merhaba Tokideki Ses
YanıtlaSilBlogumu takip ettiğin için teşekkürler.
Ben de sizi takip ediyorum...