Yorum
0
Kolay Diyenlere
Çocuk sahibi olmadan insan hayatının bu kadar değişeceğini tahmin edemiyor. Etrafında çocuk sahibi kişiler varsa, bunu seninle paylaşmış ve dile getirmiş olabilirler, ama hiçbir zaman başına gelmeden ne olduğunu anlayamazsın.
Evlilik için zor diyenler için görece olarak haklı olduklarını söyleyebilirim, ama çocuk konusunda bu geçerli değil.
Destek almadan çocuk sahibi olmak sırt çantasıyla dünyayı dolaşmak üzere çıkılan bir macera gibi...
Bebek dünyanın en tatlı şeyi olabilir, zorlukları bir gülümseme veya mis kokusuyla unutulabilir ama yine de bu sürecin kolay olduğunu söyleyemem.
Hamileyken var olan kaygılar, doğumla birlikte geçer; fakat bu seferki kaygılar çok daha farklıdır ve ağırdır. Bebekle 24 saat kesintisiz süren uğraşma, anneyi sinirsel ve bedensel olarak zayıflatır. Bu noktada devreye baba ve diğer destekçiler girmelidir, aksi takdirde annenin yıpranması kaçınılmaz olacaktır.
Bir çocuk sahibi olanlar çok zor olduğundan bahsederler, iki çocuk sahibi olanlar ise bir çocuk sahibi olmanın kolaylıklarından, daha once hiçbir şey yaşamadıklarından bahsederler. Bu böyle sürer gider.
Çocuk varsa zorluk vardır, çünkü orada bir gelecek, bir umut ve hayat vardır. Öyle hafife alınacak bir şey değildir çocuk. Sonuçta bizim de geleceğimizdir.
Yorum
0
Lezzetli Parmakların Öyküsü
Minik Yonca'nın parmak emme serüveni 3.5 aylıkken başlamıştı. Annesi ona uyku eğitimi verme niyetiyle Tracy Hogg'un yatır-kaldır metodunu uygularken Yonca sakinleşmek ve uykuya dalmak için parmaklarını keşfetmişti. Öncelikle sadece uykuya geçmek için kullanılan başparmak, daha sonraları ağladığında sakinleşmek ve çizgi film izlediğinde odaklanmak için kullanılmıştı.
Gel zaman git zaman, Yonca bu alışkanlıktan vazgeçmedi ve bazen de şiddetlenerek devam etti. Annesi bu sorun için bir zaman profesyonel yardım bile aldı. Yardımda başvurulan bir yöntem de Yonca'nın bu sorunu için annesinin kısa bir öykü yazıp onu okuması ve bu soruna bir çözüm bularak öyküsünü sonlandırmasıydı.
Kendi ayını kendin tasarla konseptiyle hazırlanan bir mağazada beğendiği ayıyı onunla birlikte almak çözüm olarak öyküde yazıldı ve bunun üzerine ayıcıkla macera başladı. Ayıcığa sarılarak uyusa da onun için parmakları daha çekiciydi ve istese bile parmak emmeyi başaramıyordu.
Yaşının büyümesiyle birlikte çevrenin de verdiği tepkiler "Ay ne tatlı, parmağını mı emiyor?" dan "Ama kocaman kız olmuşsun, hala parmak mı emiyorsun sen?"e gelmişken hepimiz aynı fikirdeydik.
Parmak emmeyi bırakmalıydı ama nasıl? Doktorumuz parmaklarını emerse ileride diş teli takması gerekeceğini ilettiğinde Yonca 6 yaşına basmak üzereydi. Bunun üzerine yumuşak bir oyuncak bulduk ve parmak emmek istediğinde onu sıkmasını sağladık. Bu da geçici bir çözüm olarak rafa kalkmıştı, tıpkı ayımız Pinkie gibi...
Ne yaparsa yapsın, ne kadar isterse istesin maalesef parmak emmeyi bırakamıyordu. Artık durumu gidişatına bırakmaya karar verdiğim noktada okuduğumuz bir kitaptaki soru onun fikrini değiştirdi.
Kitabımızın adı "Bil Bakalım Neden?". İnsanlarla, hayvanlarla, eski zamanla ilgili birçok sorunun yanıtının olduğu bir kitap bu. Benim de çok ilgimi çeken bilgilendirici bir kitap olmasından dolayı sık sık okuruz.
Bu kitabın bir sayfasında "Neden parmak emmeyi bırakmalıyız?" diye bir soru var. Bunun karşılığında da dişlerimizin ve damağımızın yapısının değişeceği ve dışa dönük çirkin dişlerimizin olacağı yazıyor. Bunu okuduktan sonra konuyu desteklemek amaçlı olarak Google'da arattığım parmak emenlerin dişi başlıklarıyla birçok diş yapısını gösterdim. Sanırım bu Yonca'nın ilgisini ve dikkatini çekti. Bundan bir hafta önce Charlie'nin Çikolata Fabrikası adlı filmi izlemiştik. Tim Burton'ın yönetmenliğini yaptığı filmde çocukların zaafları karşısında yüzyüze kaldıkları durumlar gösteriliyordu. Burada yer alan diş tellerine çene aparatı takan çocuk da Yonca'nın bu parmak emme macerasının sona yaklaşmasına yardımcı oldu.
Kitabı okuyup görsellere baktıktan sonra "Ben artık parmağımı emmeyeceğim anne!" diye kararını verdi. Bundan sonra ben bir kez daha onu uyarmadım ve parmaklarını emmeyi tamamen bırakmış oldu.
Her şeyin bir zamanı olduğunu anlamama yarayan bir olay daha oldu böylece hayatta. Biz bazen ne kadar istesek ve uğraşsak da bazı şeyler olması gereken zamanda gerçekleşiyor.
Yaşının büyümesiyle birlikte çevrenin de verdiği tepkiler "Ay ne tatlı, parmağını mı emiyor?" dan "Ama kocaman kız olmuşsun, hala parmak mı emiyorsun sen?"e gelmişken hepimiz aynı fikirdeydik.
Parmak emmeyi bırakmalıydı ama nasıl? Doktorumuz parmaklarını emerse ileride diş teli takması gerekeceğini ilettiğinde Yonca 6 yaşına basmak üzereydi. Bunun üzerine yumuşak bir oyuncak bulduk ve parmak emmek istediğinde onu sıkmasını sağladık. Bu da geçici bir çözüm olarak rafa kalkmıştı, tıpkı ayımız Pinkie gibi...
Ne yaparsa yapsın, ne kadar isterse istesin maalesef parmak emmeyi bırakamıyordu. Artık durumu gidişatına bırakmaya karar verdiğim noktada okuduğumuz bir kitaptaki soru onun fikrini değiştirdi.
Kitabımızın adı "Bil Bakalım Neden?". İnsanlarla, hayvanlarla, eski zamanla ilgili birçok sorunun yanıtının olduğu bir kitap bu. Benim de çok ilgimi çeken bilgilendirici bir kitap olmasından dolayı sık sık okuruz.
Bu kitabın bir sayfasında "Neden parmak emmeyi bırakmalıyız?" diye bir soru var. Bunun karşılığında da dişlerimizin ve damağımızın yapısının değişeceği ve dışa dönük çirkin dişlerimizin olacağı yazıyor. Bunu okuduktan sonra konuyu desteklemek amaçlı olarak Google'da arattığım parmak emenlerin dişi başlıklarıyla birçok diş yapısını gösterdim. Sanırım bu Yonca'nın ilgisini ve dikkatini çekti. Bundan bir hafta önce Charlie'nin Çikolata Fabrikası adlı filmi izlemiştik. Tim Burton'ın yönetmenliğini yaptığı filmde çocukların zaafları karşısında yüzyüze kaldıkları durumlar gösteriliyordu. Burada yer alan diş tellerine çene aparatı takan çocuk da Yonca'nın bu parmak emme macerasının sona yaklaşmasına yardımcı oldu.
Kitabı okuyup görsellere baktıktan sonra "Ben artık parmağımı emmeyeceğim anne!" diye kararını verdi. Bundan sonra ben bir kez daha onu uyarmadım ve parmaklarını emmeyi tamamen bırakmış oldu.
Her şeyin bir zamanı olduğunu anlamama yarayan bir olay daha oldu böylece hayatta. Biz bazen ne kadar istesek ve uğraşsak da bazı şeyler olması gereken zamanda gerçekleşiyor.
posted under
bil bakalim neden,
Kitap,
kitap okumanin onemi,
parmak emme aliskanligi,
Yonca Büyüyor,
Yonca Demirel
|
0 Comments
Yorum
0
Saklama Rehberi
Besinlerin kullanım ömrünü nasıl uzatabileceğinizi biliyor musunuz? Peki ya onları ne kadar uzun bir süre boyunca saklayabileceğinizi? Eğer siz de benim gibiyseniz, birkaç temel gıda dışındaki hiçbir besin için net bir fikriniz olmadığına eminim. En basitinden, sizce elma ne kadar bir süre saklanabilir? Lezzetini, sertliğini ve tazeliğini yitirmemesi için ne yapmak gerekir? Oturup her besin maddesi için internette araştırma yapmanıza gerek yok: http://saklamarehberi.com, tüm bu bilgilere tek bir kaynaktan ulaşmanızı sağlıyor.
Türkiye’nin ilk ve en büyük derin dondurucu üreticisi olan Uğur Soğutma tarafından hazırlanan (ve tamamen ücretsiz şekilde kullanılabilen) sitede; hamur işleri, süt ürünleri, meyveler, sebzeler ve et ürünleri ile ilgili merak ettiğiniz her bilgi yer alıyor. İlk olarak, tüm bu besinlerin ideal kullanım sürelerinin ne olduğunu, daha sonra da bu kullanım süresini nasıl uzatabileceğinizi öğreniyorsunuz. Tahmin edebileceğiniz gibi, derin dondurucu kullanmak tüm gıda maddelerin daha uzun süre dayanmasını sağlıyor. Ancak, örneğin karidesi derin dondurucuda saklayabilir misiniz? Peki ya yazın aldığınız, lezzetli ve sulu bir karpuzu derin dondurucuya koyup, kışın yiyebilir misiniz? Tüm bu soruların ve çok daha fazlasının cevaplarını Saklama Rehberi web sitesinde kolayca bulabiliyorsunuz. Hepsi bu kadar değil: Sitenin “Alternatif Bilgiler” bölümünde, evde kolayca hazırlayabileceğiniz birbirinden lezzetli tarifler yer alıyor. Evde nasıl mocha yapabileceğimi, meyvelerin kararmasını nasıl önleyebileceğimi, hatta unsuz kekin nasıl yapılacağını bile öğrendim. Laf aramızda, kot pantolonların derin dondurucuda temizlenebileceğinin de haberdar oldum! (Kotu fırçaladıktan sonra bir poşete koyup derin dondurucuda 1 gün boyunca bekletiyorsunuz. Şaşırtıcı, değil mi?)
Türkiye’nin ilk gıda saklama rehberi olan http://saklamarehberi.com, beni şaşırtacak ölçüde bir içeriğe sahip ve her birini okumaktan büyük keyif aldım. Eğer sizin de bir derin dondurucunuz varsa, bu siteyi muhakkak ziyaret etmelisiniz. Derin dondurucunuz yoksa bile gıdaları nasıl daha sağlıklı tüketebileceğinizi, ne kadar uzun bir süre boyunca saklayabileceğinizi ve basit, pratik, lezzetli tarifler ile ipuçlarını Saklama Rehberi web sitesinden öğrenebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Grand Hyatt İstanbul’da 2018’e Unutulmaz Bir Başlangıç Yapın
Grand Hyatt İstanbul, bu yıl da hem noel hem yılbaşı için hazırladığı birbirinden güzel menülerle misafirlerini bekliyor. Gas Brothers ve Utku Yurttaş yılbaşı yemeği süresince jazz, piano ve 70’lerden günümüze popüler müzikleri çalacaklar. Gece, Gas Brothers’ın perküsyon show’unun da yer aldığı performans ve after party ile devam edecek.
Noel Menüsü, Grand Hyatt İstanbul’da
Grand Hyatt’ın içinde bulunan 34 Restoran, içinde leziz hindinin de olduğu Noel Yemeği özel menüsü ile 24 Aralık Pazar günü aile kutlamaları ya da arkadaş buluşmaları için ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 24 Aralık akşam başlayan ziyafet 25 Aralık Pazartesi günü öğlen ve akşam da devam ediyor. Kişi başı 218 TL olan menü için önceden rezervasyon gerekiyor.
Yılbaşı gala yemeği ve eğlencesi
Yeni yıla sevdikleriyle beraber güzel bir başlangıç yapmak isteyenleri 34 Restoran’ın deneyimli şeflerinin elinden çıkan geleneksel Türk ve Akdeniz mutfağının lezzetlerinden oluşan açık büfe bekliyor.
Gas Brothers ve Utku Yurttaş’ın yılbaşı yemeği süresince jazz, piano ve 70’lerden günümüze popüler müziklerin çalacağı gece, Dining salonunda Gas Brothers’ın performans sergileyeceği, perküsyon show’unda dahil olduğu after party ile devam edecek. Sabahın ilk ışıklarına kadar devam edecek after party, yılbaşı ücretine dahil.
34 Restoran’da, 31 Aralık Pazar günü saat 20:00’de başlayan ve gece yarısı 02:00’ye kadar sürecek olan yılbaşı gala yemeğinin kişi başı fiyatı limitsiz yerli alkol içecekler 518 TL, limitsiz yerli & yabancı içecekler dahil fiyatı ise 618 TL. Minik misafirler için de kişi başı fiyat 318 TL.
Keyifli geçen yılbaşı gecesinin ardından 1 Ocak Pazartesi günü saat 12.00-16:00 arasında 34 Restoran’daki brunch’ta arkadaşlarınızla, ailenizle, sevdiklerinizle yeni yılın ilk gününü kişi başı fiyatı 218 TL olan brunch ile keyifli bir şekilde geçirebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Kullanım Kolaylığı ve Estetik Bir Arada
Derin dondurucuların faydalarını anlatarak zamanınızı almayacağım, uzun süreli gıda depolama için başka bir seçeneğin olmadığını zaten biliyorsunuzdur. Henüz bilmiyorsanız da, bu yılki Kurban Bayramı’nda öğreneceksiniz zira etleriniz buzdolabı içerisinde en fazla bir hafta dayanacak! Yani ister et, isterse de diğer gıdalar için uzun süreli depolama yapmak istiyorsanız, bir derin dondurucu kullanmanız gerekiyor. Bu bakımdan iki seçeneğiniz var: yatay ve dikey derin dondurucu modelleri. Yatay olanlar bir sandığı andırıyor ve kapakları üst kısımda yer alıyor. Dikey olanlar ise aynı bir buzdolabı gibi: Kapakları ön kısımlarında bulunuyor ve (isminden de tahmin edebileceğiniz gibi) dik şekilde kullanılıyorlar. Ben, tercihimi dikey derin dondurucu modellerinden, hatta daha net söyleyecek olursak, UED 5170 DTK A++ modelinden yana kullandım.
Neden derseniz, her şeyden önce Uğur Soğutma markası güven veriyor. 60 yılı aşkın bir süredir derin dondurucu üretiyorlar ve bu nedenle benzersiz bir uzmanlıkları bulunuyor. Unutmayın, bu cihazları on yıllar boyunca kullanmak için alıyorsunuz ve he sağlamlıkları, hem de servis ağlarının yaygınlığı önem taşıyor. Uğur Soğutma, her iki bakımdan da beklentilerimi fazlasıyla karşılıyor. Gelelim tasarıma: UED 5170 DTK A++, dikey bir derin dondurucu modeli. Ben bu tasarımı seviyorum zira kullanması daha pratik geliyor: Aynı bir buzdolabı gibi rahatça kullanabiliyor, hatta buzdolabının yanına koyarak uyumlu ve estetik bir görünüm elde edebiliyorsunuz (ben öyle yaptım, tavsiye ederim).
UED 5170 DTK A++ yalnızca 46 kilo, yani kimseyi çağırmama gerek kalmadan bir köşeden diğerine kolayca taşıyabiliyorum. İç hacmi 170 litre, sadece benim değil, komşularımın gıdalarını bile depolamaya yetiyor! A ++ enerji sınıfında olduğu için, neredeyse hiç elektrik harcamıyor. En sevdiğim özelliği de, elektrik kesintilerinde bile içindekileri 15 saat boyunca korumaya devam edebilmesi oldu. Sık sık kesinti yaşanan bir yerde oturuyorsanız, emin olun bu özellik çok işinize yarayacak. Satın almak için https://satis.ugur.com.tr/item/ued-5170-dtk-a/100028 adresini kullanmanızı tavsiye ederim, peşin fiyatına 12 taksit yaptırarak kredi kartınızla alabiliyorsunuz. Geniş iç hacimli, dayanıklı, pratik ve uygun fiyatlı bir derin dondurucu arıyorsanız, UED 5170 DTK A++ modelini gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
ANNELER VE ANNE ADAYLARI! GELECEKTEKİ SİZE MEKTUP GÖNDERMEYE HAZIR MISINIZ?
Arçelik’in gözünde tüm anneler kraliçedir.
Anneler günü’nüz kutlu olsun!
Anneler ve anne adayları!
Gelecekteki size mektup göndermeye hazır mısınız?
Bu sayfadan gelecekteki bir güne mektup yazın, hem bugünden geleceği düşünmek için kendinize zaman ayırın hem de kendinize gelecekten bakma imkanı yaratın. “Anneyim” ya da “Anne olacağım” butonlarından birine basın. Mektubu doldurun. Gelecekte bir tarih belirleyin. Size o tarihte kendinize yazığını mektubu gönderelim.
İnsanın düşünceleri her gün değişiyor. Hele ki anne olmak insana bambaşka bir duygu kazandırıyor. Bu mektubu göndererek bugünkü hislerinizi gelecekte de hatırlamak ve geçmişteki hislerinizle o günkü hislerinizi karşılaştırma fırsatı bulacaksınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Şık Mutfaklar İçin Ankastre Renkli Buzdolabı
Siz de ankastre renginin mutfaklara çok yakıştığını düşünenlerden misiniz? Bu yıl ankastre renklere ilgi çok fazla: Gümüş grisi bu renk, mutfaklarda hakikaten güzel duruyor ve bulunduğu her ortama değer katıyor. En çok da buzdolabı modellerine yakıştığını düşünüyorum, ankastre renkli buzdolapları mutfakların gerçekten de havasını değiştiriyor. Bu nedenle Uğur Soğutma’nın UES 585 D2K NFI A++ isimli buzdolabı modelini görür görmez sipariş etmeye karar verdim: Ankastre renginin en şık tonunu kullanıyor.
Sevdiğim bir renge sahip olması, tek tercih nedenim değildi elbette. Uğur Soğutma’yı gayet iyi tanıyorum, 60 yıldan fazladır derin dondurucu modelleri ile soğutucu cihazlar üretiyor. Açıkçası, bu sektörde rakibi olduğunu düşünmüyorum ve buzdolabının da bir soğutma uzmanından alınması gerektiği kanaatindeyim. Hem markayı, hem de ankastre rengini görür görmez satın alma kararı vermem bundan kaynaklanıyor. Buzdolabını yaklaşık 3 aydan bu yana kullanıyorum ve izlenimlerim şöyle:
İç hacmi 585 litre ve fazlasıyla yeterli geliyor. Açıkçası bu büyüklükteki bir iç hacmi, çoğu marka ancak en üst düzey ve en pahalı modellerinde sunabiliyor. ’da ise standart geliyor! Buzdolabı içerisindeki şeffaf sebzelik bölümü özel, zira nem kontrolü yaparak sebzelerin daha uzun süre taze kalmasını sağlıyor. Ayrı bir “0 derece” bölümü de var, süt ve et ürünlerini bu bölüme koyarak kullanım ömürlerini uzatabilirsiniz.
Buzdolabının no-frost özelliği var ve dondurucu bölmesinin kapasitesi tam 97 litre. Çoğu aile için fazlasıyla yeterli olacak bir kapasite bu. Isı kontrolü tamamen otomatik, bu da maksimum seviyede enerji tasarrufu yapmasını sağlıyor. Dış kapağı üzerinde bir LED gösterge var, hem çok şık duruyor ve hem de kapağı açmadan buzdolabı kontrollerine ulaşmanızı sağlıyor. Buzdolabını geceleri de kullanmayı sevenlerdenseniz hiç merak etmeyin: LED aydınlatması, toplam 5 adet temperli cam rafı mükemmel bir şekilde aydınlatıyor. Fiyatının çok üzerinde özellikler sunan UES 585 D2K NFI A++ modelini satın aldığım için çok mutluyum, mutfağım hem çok daha şık bir hale geldi ve hem de çok kaliteli yeni bir buzdolabım oldu! https://satis.ugur.com.tr/item/ues-585-d2k-nf-a/100030 adresinden siz de sipariş verebilir, ödemenizi 12 taksit halinde yapabilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Sevdiğim bir renge sahip olması, tek tercih nedenim değildi elbette. Uğur Soğutma’yı gayet iyi tanıyorum, 60 yıldan fazladır derin dondurucu modelleri ile soğutucu cihazlar üretiyor. Açıkçası, bu sektörde rakibi olduğunu düşünmüyorum ve buzdolabının da bir soğutma uzmanından alınması gerektiği kanaatindeyim. Hem markayı, hem de ankastre rengini görür görmez satın alma kararı vermem bundan kaynaklanıyor. Buzdolabını yaklaşık 3 aydan bu yana kullanıyorum ve izlenimlerim şöyle:
İç hacmi 585 litre ve fazlasıyla yeterli geliyor. Açıkçası bu büyüklükteki bir iç hacmi, çoğu marka ancak en üst düzey ve en pahalı modellerinde sunabiliyor. ’da ise standart geliyor! Buzdolabı içerisindeki şeffaf sebzelik bölümü özel, zira nem kontrolü yaparak sebzelerin daha uzun süre taze kalmasını sağlıyor. Ayrı bir “0 derece” bölümü de var, süt ve et ürünlerini bu bölüme koyarak kullanım ömürlerini uzatabilirsiniz.
Buzdolabının no-frost özelliği var ve dondurucu bölmesinin kapasitesi tam 97 litre. Çoğu aile için fazlasıyla yeterli olacak bir kapasite bu. Isı kontrolü tamamen otomatik, bu da maksimum seviyede enerji tasarrufu yapmasını sağlıyor. Dış kapağı üzerinde bir LED gösterge var, hem çok şık duruyor ve hem de kapağı açmadan buzdolabı kontrollerine ulaşmanızı sağlıyor. Buzdolabını geceleri de kullanmayı sevenlerdenseniz hiç merak etmeyin: LED aydınlatması, toplam 5 adet temperli cam rafı mükemmel bir şekilde aydınlatıyor. Fiyatının çok üzerinde özellikler sunan UES 585 D2K NFI A++ modelini satın aldığım için çok mutluyum, mutfağım hem çok daha şık bir hale geldi ve hem de çok kaliteli yeni bir buzdolabım oldu! https://satis.ugur.com.tr/item/ues-585-d2k-nf-a/100030 adresinden siz de sipariş verebilir, ödemenizi 12 taksit halinde yapabilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum
0
Çocuklarınızın Sağlıklı Gelişimine Tam Destek Çocuk Devam Sütü’nde!
Neden Çocuk Devam Sütü?
Çocuklar, büyüme ve gelişimlerinin büyük bölümünü 1-4 yaşları arasında tamamlarlar. Yiyeceği yemekler konusunda çok seçici olabileceği bu yaşlarda çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimi için zengin ve doğal içerikli gıdalarla beslenmesi gerekir. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bu fiziksel ve zihinsel gelişimi taşıyan vücudu mikroplara karşı koruyarak, büyümede çok önemli bir görev üstlenmektedir.
Neden Pınar Çocuk Devam Sütü?
Çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin yanı sıra bağışıklık sistemlerini güçlendirecek besin ihtiyaçlarının önemli bir kısmını sütten alabilir. Çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişiminin ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ona süt içirebilirsiniz.
1 yaşından büyük çocuklarınızın fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişimini ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklemek için, saf süte prebiyotik lifler, vitamin ve mineraller ilave edilerek geliştirilen Pınar Çocuk Devam Sütü’nü güvenle içirebilirsiniz. Pınar Çocuk Devam Sütleri B12, Çinko ve Kalsiyum kaynağıdır.
Altı aydan büyük bebeklerinize ise onların 6-12 aylık dönemlerinde ihtiyaçları olan vitaminlerive mineralleri karşılayacak şekilde geliştirilmiş Pınar İlk Adım Devam Sütü’nü verebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Çocuklar, büyüme ve gelişimlerinin büyük bölümünü 1-4 yaşları arasında tamamlarlar. Yiyeceği yemekler konusunda çok seçici olabileceği bu yaşlarda çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimi için zengin ve doğal içerikli gıdalarla beslenmesi gerekir. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bu fiziksel ve zihinsel gelişimi taşıyan vücudu mikroplara karşı koruyarak, büyümede çok önemli bir görev üstlenmektedir.
Neden Pınar Çocuk Devam Sütü?
Çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin yanı sıra bağışıklık sistemlerini güçlendirecek besin ihtiyaçlarının önemli bir kısmını sütten alabilir. Çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişiminin ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ona süt içirebilirsiniz.
1 yaşından büyük çocuklarınızın fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişimini ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklemek için, saf süte prebiyotik lifler, vitamin ve mineraller ilave edilerek geliştirilen Pınar Çocuk Devam Sütü’nü güvenle içirebilirsiniz. Pınar Çocuk Devam Sütleri B12, Çinko ve Kalsiyum kaynağıdır.
Altı aydan büyük bebeklerinize ise onların 6-12 aylık dönemlerinde ihtiyaçları olan vitaminlerive mineralleri karşılayacak şekilde geliştirilmiş Pınar İlk Adım Devam Sütü’nü verebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Son Yorumlar
Popüler Yayınlar
-
Biliyorum yazacaklarım anne olmak isteyenleri biraz korkutacak. Unutulmaması gereken bir şey varsa, o da güzel olan şeyler hep zordur. An...
-
Canım annem, Ne kadar şaşırdığını biliyorum, ama ben bir zamane çocuğuyum. İşte bu küçücük halimle sana mektup yazıyorum. İnternetin, tek...
-
Efendim, sıra geldi Yonca'nın blogunun 1. yılı şerefine ne zamandır iple çektiğimiz çekilişe... 1. yılımız 14 Şubat ...
-
Gebelik ve Annelik Günlügü : Çekiliş Var! Haydi bakalım, ben katılıyorum. Sizleri de beklerim :) Bol şanslar! ...
-
Atasözleri ne kadar da doğru değil mi? Büyük lokma ye ama büyük söz konuşma demiş büyüklerimiz. Başına gelene kadar başka insanlar için...
- Melisa Demirel
- Apple of her mum and dad's eye, Yonca came to the world after having 41 weeks and 1 day womb journey and made her beloved ones happy. She was very active inside, so she continues this habit by clapping her hands so many times. Anne ve babasının göz bebeği, şans meleği 41 hafta ve 1 günlük anne rahmi serüveninden sonra dünyaya gelerek sevenlerini sevindirmiştir. İçerideyken kıpır kıpır olan Yonca, dışarıda da bu kıpırtıları bol bol el çırparak göstermektedir.