Yorum 1

Bumerang'ım Bana Geri Gelir!

Blog dünyasına adım atalı çok uzun seneler olmadı. Ama değişen zaman ve dinamikler sayesinde ben de blogların önemini daha iyi anlıyor oldum.
Artık ansiklopedilerin karıştırılmadığı, onun yerine arama motorlarına belli anahtar kelimelerin yazıldığı ve insanların gazetelerden, dergilerden çok blogları okuduğu bir çağa geldik.
Blog yazmayla ne kadar da çok kişiye hitap edebileceğimi, dünyanın neresinden insanların kayıtlarıma ulaşacağını bilmiyorum. Hal böyle olunca, blogumun etkilediği daire artarak genişliyor. Attığım bumeranglarsa bana geri geliyor. 
Bumerang, Hürriyet'in blog dünyasına gerçek anlamda armağan ettiği bir girişim. Bumerang sayesinde birbirinden haberdar olmayan blogger'lar bloglarını keşfediyor, blog okumayı seven, takip eden okurlar ise çeşitlilikle tanışmış oluyorlar.
Bumerang dönemsel olarak bloglar üzerinden "Advertorial" adı verilen, tanıtıcı reklamların yayınlanmasını sağlıyor. Viral olarak yayılan reklamların etkisi televizyondakinden çok daha fazla olduğu için bloglar ve blogların izleyici kitlesi kullanılarak daha etkin reklam yapılmış oluyor.
Zaman değişiyor, bizim de ona ayak uydurmamız gerekiyor. Yoksa geride kalıp hayıflanarak hayatın geçmeyeceğini düşünüyorum. 
Bumerang bana geniş bir ufuk, daha çok yazı yazma motivasyonu, blogumu etkinleştirmek için heves, blogumu tanıtmak için fırsat verdi. Bunları birleştirdim ve kendime bir Bumerang yaptım, attığım zaman bana geri dönenlerden...


Devamını oku...
Yorum 0

Anne Bebek Dergisi'nin Mart Afacanı

Anne Bebek Dergisi'nin daimi müdavimleri olarak gururla açıklıyoruz: Yoncacık Anne Bebek Dergisinin Mart 2013  afacanlar sayfasında yer alıyor. Blog tanıtımımız ve ropörtajımızla ilgili yazı Ekim 2012 sayısında Yonca'ya doğum günü hediyesi dergide yer almıştı. Bu ropörtajı okumak veya hatırlamak için bağlantı adresimiz şöyle: Anne-Bebek Dergisi - Ekim 2012
Yonca'nın dergide yer almasını sağlayan Aslıhan Gündüz'e teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yonca büyüdükçe dergiye fotoğraf göndermeye devam etmeye kararlıyız.

Siz de çocuklarınızın fotoğraflarını Anne Bebek Dergisinde  yayınlanmasını istiyorsanız info@annebebek.com.tr adresine mail gönderebilirsiniz.


Devamını oku...
Yorum 0

NIVEA yürekleri ağza getiren bir şakayla yeni Stress Protect deodorantı tanıttı

Havaalanında yaşanabilecek en büyük terslik veya en korkutucu deneyim ne olabilir dersiniz? Uçağınızı kaçırmak mı, bavulunuzu kaybetmek mi yoksa hava koşullarından dolayı günlerce havaalanında kalmak mı?

NIVEA, yolcular üzerinde uyguladığı Stres Testi’yle, onlara soğuk terler döktürmüş ve yeni Stress Protect deodorant için eğlenceli bir viral reklam hazırlamış. Videoyu izleyenler, en stresli deneyimlerini #StresTesti etiketiyle Twitter’da paylaşmaya başlamış bile.



Şubat ayında dünya çapında 5 milyondan fazla izlenme ile en çok paylaşılan viral videolardan olan Stres Testi, NIVEA’nın yeni ürünü Stress Protect deodorantı tanıtıyor. Videoda, farklı insanlar havaalanında uçaklarının kalkmasını beklerken, bir anda tehlikeli bir kaçak olarak arandıklarını öğreniyorlar ve ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

Günlük hayatımızda karşılaşabileceğimiz heyecan, korku, stres gibi duygu değişimlerinin neden olduğu terleme ile yeni NIVEA Stress Protect deodorantın ne kadar iyi başa çıktığını, esprili bir dil ile anlatan videoyu izleyince, soğuk terlere karşı önlem almanın önemini kesinlikle hissedeceksiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Yorum 6

Evimizdeki Tehlikeler!

Çocuk sahibi olmadan önce çamaşır suyunun ne denli tehlikeli olabileceğini düşünemezdim. Aynı şekilde bir makas veya bıçağın ne şekilde zarar vereceğini hayal bile edemezdim.
Yonca ayaklanıp yürüyünceye kadar daha kolay sayılabilirdi. Emeklemeye başladıktan sonra onun erişebildiği yerlerde tehlikeli nesneler bulundurmamaya, yeri mümkün mertebe temiz tutmaya gayret ediyorduk. Çekmeceler, dolap kapıları henüz onun erişebildiği yerler olmadığından günlük hayatımız aynen devam ediyordu.
Yürümeye başlayan küçük kaşif artık dolap kapılarını Alice harikalar diyarındaki kapılardan her biri sanıp açmaya, mümkünse içeri girmeye başladı. Hal böyle olunca tehlikeli maddeler içeren dolapların kapıları ve çekmeceleri kilitlenmeye başladı. Tüm dolap kapılarını kilitlemeyi kaşif ruhunu  yok etmemek için tercih etmedik ve birkaç tehlikeli madde içermeyen dolap kapağı harikalar diyarına giriş bileti sunmaya devam etti. Açık kalan dolap kapaklarından biri de küçük kaşif tarafından açılıp kapatılırken korktuğum başıma geldi ve parmağı dolaba sıkıştı. Tırnağı ve parmağı çok kötü bir şekilde morardı ve sanırım tırnağı da düşecek. Harikalar diyarı kapılarında bundan sonra daha dikkatli olacağım ve Yonca'ya zarar gelmemesi için elimden geleni yapacağım.
Geçtiğimiz günlerde, tehlikeli maddelerden biri olan makası içeren konsolumuzun kapak kilidini kapatmayı unutmuşuz. İki arada bir derede nasıl olduysa küçük kaşif Yonca, makası almış ve parmaklarını makasın kollarının arasına geçirmiş. Sanırım en fazla 45 saniye gözümü ayırmıştım. Koşarak elinden makası aldım, ona fark ettirmedim ama ben bayağı korktum bu olay sonrasında. Olabilecekleri aklıma getirmemeye çalışarak bir daha bu hatayı tekrarlamamaya söz verdim.
Mutfağımızda bıçaklarımızı koyduğumuz uzun bir magnetimiz var. Duvara çivili şekilde duruyor ve üzerinde mutfak bıçaklarımız asılı. Bu da artık bizim evdeki tehlikelerden biri haline gelmiş durumda, zira küçük kaşif ayak ucunda yükselerek bıçakların saplarına erişebiliyor. Bazı bıçaklar da rengarenk olduğundan ilgisini çekiyor sanırım.
Çamaşır suyuna gelince... Benim kokusunu çok sevmemememden dolayı evimize sık sık uğrayan bir temizleyici değildir çamaşır suyu. Çok gerekmedikçe kullanmadığımdan dolayı çok da ortalarda bulunmuyor. Doktorumuz kimyasal temizleyicilerden en tehlikesinin çamaşır suyu olduğunu söylediğinden beri daha da sevmiyorum. Evde yüksek bir rafta ve Yonca'nın kesinlikle ulaşamayacağı bir yerde saklıyorum. Zaten Türkiye'de en çok gerçekleşen çocuk kazalarından biri de çamaşır suyu içmekmiş. Bu sebepten olsa gerek, markalar çocuk kilidi uygulamasına gittiler.
Umarım böyle kazalar veya kaza adayları kimsenin başına gelmez, tedbirli olmakta fayda var. En azından riski minimize edebiliriz. Böylece daha sonra "Vah vah" diye üzülmeye kullanacağımız zamanı en değerli varlıklarımız için harcayabiliriz.
Sağlıklı, kazasız günler dilerim.


Devamını oku...
Yorum 0

Baby Shower Etkinliği

Baby shower kültürümüzde bulunmayan bir kız arkadaş etkinliğidir. Bebek dünyaya gelmeden önce anne adayının kız arkadaşlarıyla doya doya vakit geçirebileceği, bebekten önce sohbet edebileceği bir fırsat yaratır. 
Hayatımın ilk baby shower etkinliği birkaç hafta önce gerçekleşti. Yonca'yı da alarak Cumartesi günü yollara düştüm. Baby shower etkinliğinin sahibi anne adayımız için etkinlik süpriz olacağı için her şey kız kardeşi ve yakın arkadaşları tarafından organize edilmişti. Bize de hediyemizi alıp gelmek düştü.

Baby shower için özel pastalar da varmış. Bunu da o gün görmüş oldum. Çok yakında anlamında İngilizce olarak pastanın üzerinde yazılmıştı. Pastanın yanı sıra birçok tatlı tuzlu yiyecek de hazır bulunuyordu.
Bebeğin cinsiyeti belli olduğundan baby shower katılımcılarına dağıtılacak minik hediyeler hep mavi renkteydi. Durvarda bulunan minik bir panoda boş kutucuklar vardı. Bunlara minik Çınar için dilek ve düşüncelerimizi yazdık. 
Yeme içme faslı bittikten sonra çok komik ve bir o kadar da zevkli bir bölüm başladı: anne adayının göbek çevresini tahmin etme oyunu. Bu oyunda plastik bir mezura -üzerinde santim işaretleri olmayan- herkesin elinden geçti ve herkes tahmin ettiği ölçüde bir kısmı kesip iletti. Etkinlikte bulunan başka bir hamileden ilham alarak ben de kestim. Gelin görün ki, ilham kaynağımla baby shower sahibi anne adayının göbek ölçüleri birbirinden o kadar farklıydı ki, arada en az 30 santim fark çıktı. Yarışmayı bekar bir arkadaşımız kazandı, ki kendisi kesim işlemini gerçekleştirirken hamile annemiz çok küçük bir parça kestiğini hatırlatmıştı. Kazandığı zaman hepimiz çok güldük. Arkadaşımız minik ödülünü alırken bizi ikinci oyuna geçtik.
İkinci oyunda da birkaç kişinin küçüklük fotoğrafları gösterildi ve biz onların kim olduğunu tahmin etmeye çalıştık. Kendi adıma çok zorlandığımı söylemeliyim. Bazı kişileri çok tanımıyordum ve tahmin etmem de çok zordu. 
Üçüncü ve son oyunumuzda anne adayının muhtelif resimleri yap-boz haline getirilerek bize sunuldu ve takım halinde resmi tamamlamamız gerektiği hatırlatıldı. En kısa sürede tanımlayan grup biz olarak ödülümüzü grup adına minik Bora teslim aldı.
Genel olarak çok zevkli bir aktivite olmasıyla beraber hazırlayanlar için biraz yorucu olduğunu itiraf etmek gerekir. Baby shower etkinliğine katılmadan önceki ön yargılarımdan arındım, sıra başka bebeklerin baby shower partilerine katılmaya geldi.

Devamını oku...
Yorum 16

İlk Çekilişimiz Sonuçlandı!

Yonca'nın blogunun birinci yılı şerefine düzenlemiş olduğumuz çekiliş sonuçlandı.
Şanslı isimler aşağıdadır:

Asiller

1. Hediye Yazı Tahtası -->  Hakan Balcı
2. Hediye Kaydırmaz Terlik --> Kübra Somaz
3. Hediye Oje Kurutucu --> O Bir Anne Blog

Yedekler

1. Hediye için --> Sadettin Cengiz Blog
2. Hediye için --> Emine Yiğit
3. Hediye için -->Hakan Balcı

Ödül kazananları tebrik ederiz. Çekilişe katlım için verdiğiniz e-posta adreslerinizden sizlerle temasa geçeceğiz. İki gün içinde asil adaylara ulaşamadığımız veya cevap alamadığımız durumlarda yedek adaylara başvuracağız. Süre tahdidi yedek adaylar için de geçerlidir.













Çekilişe ait videoyı aşağıdaki linkten görebilirsiniz:
Çekiliş Videosu




Devamını oku...
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Kayıt olmak için E-Posta adresinizi giriniz:

Son Yorumlar

Popüler Yayınlar

Fotoğrafım
Apple of her mum and dad's eye, Yonca came to the world after having 41 weeks and 1 day womb journey and made her beloved ones happy. She was very active inside, so she continues this habit by clapping her hands so many times. Anne ve babasının göz bebeği, şans meleği 41 hafta ve 1 günlük anne rahmi serüveninden sonra dünyaya gelerek sevenlerini sevindirmiştir. İçerideyken kıpır kıpır olan Yonca, dışarıda da bu kıpırtıları bol bol el çırparak göstermektedir.

İzleyiciler