Yorum 5

Çocukca Şarkılar

Hamileyken aldığım kitap dizilerinin içinden bir CD çıkmıştı. CD'yi yuvasına yerleştirip "Play" tuşuna basmadan şarkıların bu kadar güzel olabileceğini ve Yıldız İbrahimova'nın sesiyle harika bir uyum gerçekleştirmiş olabileceğini düşünmemiştim.


Yonca'nın doğumundan kısa bir süre sonra CD'yi saklandığı yerden buldum. Henüz günleri sayarken dinlemeye başladık bu albümü ve hala hiç sıkılmadan dinliyoruz. Hatta sık dinlediğimiz zamanlarda şarkıların neredeyse tamamını ezberlediğimden kendimi şarkılara eşlik ederken buluyorum.
Yıldız İbrahimova, sesinin 4 oktav olmasından ve doğaçlama yeteneğinden ötürü çok özel bir yere sahip caz sanatçısı. Çocuklar için bir albüm yaparak sesiyle herkese ulaşmış oluyor. Onun sesinden bildiğimiz şarkıları dinlemek beni çok mutlu ediyor.
Çocuklu ailelerin arşivinde bulunması gereken bir albüm, kesinlikle tavsiye ederim.

İşte çok şeker Ördek şarkısı:
Devamını oku...
Yorum 4

Açılın, Ben Anneyim!

Anne olduktan sonra hayata daha derin açıdan bakar oldum. Önceleri bu konu hakkında ne kadar da sığ düşünüyorum diye bazen kendi kendime söylendiğim oluyor.
Tabii insanın algısı da bir nebze değişiyor. Alışveriş yaparken eskisi gibi ayakkabı çanta dolu vitrinlerden çok bebek mağazaları, bebek giysileri beni çekiyor. Bulunduğum ortamda aileler dikkatimi çekiyor. Ağlayan bebeklerin sesi kulaklarımda çınlıyor. 
Benim gibi birçok arkadaşımın da çocukları oldu ve konuştuğumuzda konularımız genelde çocuklar üzerine oluyor. Eskiden sanki hiç konumuz yokmuş gibi hissediyorum bazen. Ama konu konuyu açıyor ve herkesin konuyla ilgili söyleyecek bir lafı olduğundan konu başka bir konuya geçip dallanıp budaklanıyor. Hele ki yaşları yakın çocuklar söz konusuysa, birinin yaşadığını diğeri yaşamış oluyor, bir diğerinin özellikle o konuda farklı bir deneyimi oluyor. Yaşanmışlıklar, güzel hatıralar derken sürenin farkına varmıyorum.
Anneliğin zorluğundan, çalışma hayatıyla anneliği nasıl yürüttüğümüzden, yeme güçlüklerinden, uyku problemlerinden, bebek kazalarından, hafta sonu gezmelerinden, öğünlerin içeriğinden, annelik-babalık dengesinden, bebek gelişimlerinden, bebek davranışlarından, kısacası her konudan konuşabiliyoruz.
Aslında bu konuları tanımadığım kişilerle bile konuşabiliyorum. Sosyal ortamlarda rastladığım annelerle de kısaca bu konulardan biri hakkında sohbet ederken buluyorum kendimi.
Bazen de alakasız yerlerde bebeklerle ilgili konular konuşulurken rast geliyorum ve o anda söyleyecek bir sözüm olduğunu düşünüp "Açılın, ben anneyim!" deyip konuya müdahale etmek istiyorum.
Bir anne olarak bu konuda tek olmadığımı düşünüyorum, ne dersiniz?

Devamını oku...
Yorum 0

Çocuğum İçin Çocuğuma Özel

Her anne çocuğu için en iyisi olsun ister, onun için en iyisini düşünür.  Çocuğunun mutlu ve sağlıklı olması için çabalayan anneler elbette alışverişte de en iyisini seçecektir. Tabii, babaları da unutmayalım...

Peki, ya anne-baba olmadan öncesi? Annelerin dilinden en iyi anlayan alışveriş kulübü unnado.com, ebeveyn olmaya doğru giden yolu bakın nasıl anlatmış!

Türkiye’de tüm anne, baba ve çocuklara özel hizmet veren alışveriş kulübü unnado.com; çocukların mutluluğunu en az anneleri kadar düşünüyor. Hep daha iyisi olsun diye,  çocuklarınızın uykusundan sağlığına kadar tüm ihtiyaçlarını düşünen unnado.com’a  Facebook’tan bağlanabilir, hızlı ve kolay bir şekilde üye olup gönlünüzce alışveriş yapabilirsiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Yorum 0

2012'nin En Güzel Gülen Bebeğini Arıyoruz...

Hürriyet Aile

O muhteşem gülüşü ile sizin bebeğinizin “2012’nin en güzel gülen bebeği” olmasını ister misiniz?

Bebeğinizin en güzel gülen fotoğrafını ya da videosunu bizimle paylaşın, hem bebeğinize ömür boyu hatırlayacağı bir anı hediye edin hem de onun bol bol gülen fotoğraflarını çekeceğiniz iPad 2, fotoğraf makinesi ve sürpriz hediyeler kazanma şansını yakalayın.

Unutmayın, yarışmaya ne kadar çok video ya da resim ile katılırsanız kazanma şansınız o kadar artacaktır.

Kazanmak için hemen tıklayın!


Bir bumads advertorial içeriğidir.
Devamını oku...
Yorum 1

Bumerang Jürisi Neden Yonca'yı Seçmeli

Bildiğiniz üzere, Yonca'nın blogu Bumerang 2012 ödüllerinde "En Tarz Blog" kategorisinde ilk ona girmeyi başardı. Şimdi sıra ilk üçe kalıp finalist olmak ve ödül töreninde ödülü kucaklayıp gelmekte.
Bizim jürimizde de diğer Bumerang jürilerinde olduğu gibi birbirinden değerli insanlar var. İşte onların isimleri ve neden Yonca'nın blogunu seçeceklerine dair fikirlerim:

Ayşe Arman:
O da bir anne ve yazıyor. Tabii ki benim yazdıklarım onunkilerle boy ölçüşemez ama yazmanın gücüne o da benim gibi çok inanıyor. Kimse okumazsa ben okurum demişti, ben de blog yazma fikrine onun kitabından yola çıkarak ulaştım.
İlk ödülünü 20 yaşında almış, belki de Yonca'nın 1 yaşında ödül alması için bize yardım eder.

Gürhan Demirel:
İlk olarak aynı soyadı paylaştığımız değerli bir insan. Yıllardır başarılı bir şekilde interaktif tasarım ajanslarında başarılı işler yapıyor. Hatta onun yolu benden biraz farklı bir şekilde Yıldız Teknik Üniversitesi'nden geçmiş. Kaportafilm'in kaportasının sağlam olmasını sağlayan kişi. Yonca'nın blogu da onun kariyeri gibi sağlam adımlarla ilerleyecek





Demir Çilingir:
Adını zar zor söyleyebildiğim Alafortanfoni adlı ajansın yöneticisi, değerli bir kişilik. Gürhan Demirel'le yolları bir tek bu jüride kesişmemiş. Eğitime ve gelişime önem veriyor, pazarlama konusunda uzmanlığı var. Bizim de blogumuzu pazarlamamızda bize yardımcı olabileceğine inanıyorum.

İskender Paydaş:
Değerli bir müzisyen ve müziğin gücünü kanıtlayarak kariyerine devam ediyor. Doğmadan önce de müzikle tanışan Yonca'nın hayatında hep müzik olacak ve İskender Paydaş'ın da bunda payı olacak.




Ertuğrul Özkök:
O da bir baba ve yazı konusunda usta. Aile hayatına önem veriyor, bir bebeğin büyüme hikayesine değil onun insanlara aktarabileceklerine odaklanacak.

Mirkelam:
Fergan Mirkelam bir diğer değerli müzisyen. Yazdığı şarkıları yıllardır kafamızda kazılı ve hala mırıldanabiliyoruz. Bizim de blogda amacımız yıllar boyu süregelen başarı ve özgün konuların akıllarda kalması.


Efendim naçizane görüşlerim bu şekilde. Bundan sonra değerlendirme aşamasında bu değerli altı kişiden kararlarını vermelerini bekleyeceğiz ve belki de olumlu karar gelirse Yonca'yı kapıp ödül törenine gideceğiz.
Şansımız bol olsun!



Devamını oku...
Yorum 2

Masallarla Büyüyoruz

Hiç düşündünüz mü, masallar hayatımızda olmasaydı çocuklara ne anlatırdık...
Geçtiğimiz gün masal anlatan bir oyuncağın şiddet içeren hikayelerini dinleyince tüylerim ürperdi ve bu konu aklıma geldi.    
Hep bir kötünün iyiye karşı inanılmaz savaşı, hep bir intikamla yanıp tutuşan bir büyücü, cadı veya bir kraliçe var masallarda.
Ya kırmızı başlıklı kız dürüst olduğu için kurdun gazabına uğruyor, ya da uyuyan güzeldeki gibi davetsiz bir misafir kötü dileklerde bulunuyor.
Biz bunlarla büyüdük, çok da vahşi yaratıklar olmadık aslında diye düşündüğünüzü hisseder gibiyim. Fakat kazın ayağı öyle değil bana kalırsa. Zaten televizyonda, haberlerde, internette ve sosyal medyada gündemi takip ettiğimizde şiddet mağduru birçok olayla karşılaşıyoruz. Bir de bunların üstüne masallarda bunlardan bahsedersek çocuklarımızı boşu boşuna bu bilgilerle donatmış oluyoruz.


Fakat bu iş hiç de kolay değil. Ben evde anlatırken konuları farklılaştırsam da yarın öbür gün arkadaşlarıyla etkileşim halindeyken, yuvada video izlerken veya sinemada karşılaşacak diye endişeleniyorum. Tabii ki vahşet de hayatın bir parçası ve bunu da bilmeliyiz, ama çocuklarımızı sevgi dolu yetiştirmek varken durup dururken üvey anneden nefret eden, güzel olduğu için başına binbir türlü bela geleceğini düşünen, cadılardan korkan çocuklarımız olsun istemiyorum.
Masallarda biraz daha arkadaşlık, dostluk, paylaşım, biraz daha aile sevgisi gibi konular ön plana çıksa sizce de fena olmaz mıydı?
Devamını oku...
posted under , , | 2 Comments
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Kayıt olmak için E-Posta adresinizi giriniz:

Son Yorumlar

Popüler Yayınlar

Fotoğrafım
Apple of her mum and dad's eye, Yonca came to the world after having 41 weeks and 1 day womb journey and made her beloved ones happy. She was very active inside, so she continues this habit by clapping her hands so many times. Anne ve babasının göz bebeği, şans meleği 41 hafta ve 1 günlük anne rahmi serüveninden sonra dünyaya gelerek sevenlerini sevindirmiştir. İçerideyken kıpır kıpır olan Yonca, dışarıda da bu kıpırtıları bol bol el çırparak göstermektedir.

İzleyiciler