Yorum 2

Hafta Sonu Ne Yapmalı?

Çalışan annenin kaçınılmaz yaşayacağı bir duygudur vicdan azabı. Hafta içi ofiste geçen saatlerin sonunda akşam ve hafta sonunu mümkün olduğunca çocuğuyla geçirmek, onunla ilgilenmek ve doya doya onu koklamak ister.
Bende de iş yaşamına tam gaz alışmama rağmen benzer kaygılar süregeliyor. Haftanın büyük bir bölümünü ofiste geçirdiğimden geri kalan zamanlarda mümkün olduğunca kızımla ilgilenmeye çalışıyor, onun ihtiyaçlarını gidermeye odaklanıyorum. Tabii bir de benim bir insan olduğum ve kendime zaman ayırmam gerektiğinin de bilincindeyim. Bunları uygulamaya koyabilmek için henüz yeteri kadar zaman ayıramıyorum, ama kızımın biraz daha büyümesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Hal böyle olunca hafta sonları bizim için hafta içlerinden daha yoğun ve hareketli geçiyor. Hafta sonunda en azından bir gün bile olsa ailecek dışarıda geçirmeyi yeğliyorum. Bu hem benim, hem eşimin, hem de kızımın sağlığı için gerekli. Bir arada olmayla paylaşım arttığı için bu birliktelik hepimizin yararına oluyor.




 
Kış gelmesiyle beraber hareketlerimiz biraz da olsa kısıtlanıyor. Kat kat giyilen giysiler, yağmur olup olmayacağına dair kaygılar, rüzgar varsa şiddetini düşünmeler… Yazın bu kaygılar nispeten kolay. Üzerimizdeki giysilerle hemencecik hazırlanıp dışarı çıkabiliyoruz.
Çocuklu annelerin vazgeçilmezidir, yedekleri içeren bir çanta taşımak. Bebek küçük olunca bu çanta daha büyük olur. Bebek büyüdükçe çantanın boyutları küçülür, yedek sayıları azalır.
Hafta sonu mutlaka bu çanta yanımızdan eksik olmaz, kıyafetler, mama, su, bez vs. alınarak çantaya yerleştirilir. Geriye annenin birkaç parça eşyası da eklenerek çanta hınca hınç doldurulur. Sonrasında mont, palto ne varsa havaya uygun olarak giyilir ve bebeğin üşümesi ihtimaline karşın bir battaniye alınır.
Dışarı çıkmak ayrı bir seremonidir, tıpkı Geyşa’ların çay içme ritüellerindeki gibi bu iş aceleye gelirse mutlaka bir şey unutulur ve Murphy kanunu gereği unutulan şey lazım olur.
Hafta sonu en ideal gezi hava almaya yönelik olandır. Otoparktan doğruca alış veriş merkezine geçiş, suni hava solunumu ve gerisin geri eve dönüş istenmeyen bir gezidir. Bazen mecbur kalsak da mümkün olduğunca hava almalı küçük geziler yapmaktayız.
Bebek arabası kullanılıyorsa toplu taşıma araçlarını kullanmak işkenceden ibaret olacağı için mutlaka özel arabayla gidilecek yerlere gidilir ve büyük şehirde yaşamanın sonucu olarak trafik ve otopark problemi ortaya çıkar. Otopark problemi hallolduktan sonra bebek arabasına bebek oturtulur ve hava alma işlemi başlar. Bebek büyüdükçe arabada kalış süresi kısalır ve gelin görün ki o kocaman bebek arabaları boş olarak anne babalar tarafından ittirilir ve bebekler ya kucakta taşınır ya da ellerinden tutularak yürütülür.
Uyku veya yemek saati geldiğinde huysuzluklar gelişeceği için bu saatlerde oturacak, sıcak bir yerlerde olmak avantajlı olacaktır. Zira bebekler açlığa ve uykusuzluğa karşı direnç gösteremediklerinden anne babaya bu saatler zehir olabilir. Bebeğin uyumasıyla derin bir nefes alınır ve belki iki çift sözle sohbet edilir.
Hafta sonu ideal gezmesi bebek olunca çok uzun süremez. En azından öğleden sonra başlayıp akşam yatma saatine yakın bitmelidir. Aksi takdirde dışarıda geçirilen saat kadar huzursuzluk gelişebilir. Bebeğin düzenini birkaç gün bozmak bir şey yapmaz fakat uzun süre bu şekilde olursa uyku ve yemek düzeni değişeceği için problemler baş gösterebilir. Bu da anneye yol, su, elektrik olarak döneceğinden cesaret edilip geceler boyu sokakta kalınamaz.
Çalışan annenin temposu hafta sonu da hiç azalmadan devam eder, ee ne demişler, işleyen demir ışıldar.

Devamını oku...
Yorum 10

Yonca Bumerang Ödülleri'ni Kucaklamaya Hazırlanıyor

17 Ekim'de katılım süreciyle başlayan Bumerang maratonu tüm hızıyla devam ediyor. 15 Kasım'a kadar bloglar ücretsiz cep telefonu sms yöntemiyle oy topladılar ve her kategoride ilk 10 aday belirlendi.
Bildiğiniz üzere Yonca'nın blogu da "En Tarz Blog" adayı olarak yerini almıştı. Bugün çok güzel bir haber alarak ilk 10'un içinde olduğumuzu öğrendik. Heyecanımız kesilmedi, bugünden itibaren daha zorlu bir yol bizi bekliyor ama sizlerin destek, beğeni ve yardımlarıyla bu sonucu elde ettik ve kazanacağımıza dair inancımız sonsuz.
Bu aşamadan sonra jüri değerlendirmesi ile 3 blog yola devam edip finalist olacak ve 29 Kasım'da ödül töreninde yerini alacak.
Amacımız o gün Yonca'yla ödül törenine katılmak ve ödülümüzü kucaklamak. Bu insanlık için küçük bir adım olabilir ama Yonca için çok büyük bir adım olacak...
Kazanabilmek dileğiyle... 
Destekleyen herkese tekrar tekrar minnetlerimizi sunarız!

Haberin detayını okumak isteyenleri Bumhaber'e bekleriz...
Devamını oku...
Yorum 0

Bumerang Ödülleri 2012- İlk 10'lar Belli Oldu!



Bumerang ödüllerinde oylama süreci dün sona erdi. Desteklerinizle Yonca'nın blogu şu an "En Tarz Blog" Kategorisinde ilk 10 blog içinde yer alıyor :)
23 Kasım Cuma günü jüri oylamasıyla Finale kalıp kalmayacağı belli olacak.
Kızımızın bloguna desteğini esirgemeyen herkese çok teşekkürler.

Bumerang Ödülleri 2012 - Kategorilere göre ilk on listesi aşağıdaki link'te!

Bumerang Ödülleri 2012 - İlk On Listesi


Devamını oku...
Yorum 2

Dünyanın En Güzel Hediyesi'nin Yeni Rap Yıldızı

Pegasus, kız çocuklarımıza çok güzel bir jest yaparak ve pozitif ayırımcılık göstererek uçaklarına onların isimlerini veriyor. Geçtiğimiz sene birçok kızımızın ismi uçakları süsledi. Bu sene Yonca da onlardan biri olmaya aday ve hatta o bir rap şarkısında bunu dile getiriyor.
Şarkısını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz:
Herkese sağlıklı uçuşlar :)



Devamını oku...
posted under , , | 2 Comments
Yorum 0

Dünya Çocuk Kitapları Haftası Kutlu Olsun

Bu yıl beşincisi gerçekleşen Dünya Çocuk Kitapları Haftası 3-25 Kasım tarihleri arasında kutlanıyor. Hafta kavramından biraz öte, ama işte bir hafta yetmez diye... Haydi siz de gelin bu hafta hem kendiniz hem de çocuğunuz / çocuklarınız için birer kitap seçin ve okuyup bitirmeyi hedefleyin. Bitirmeseniz bile bu sürenin sonunda verilen hedefi gerçekleştirmiş olmak, çocuğunuzun kitap alışkanlığına katkıda bulunmuş olmaktan dolayı mutlu olacaksınız.
Herkese şimdiden iyi okumalar dilerim...
Devamını oku...
posted under , | 0 Comments
Yorum 0

Külkedisi'nden Sindirella'ya

Anne olmak zor. Çalışan kadın olmak da zor. Hem anne hem de çalışan kadın olmaksa bir meydan okuma.
Doğum öncesi kozmetikler ve bilimum oje türevi süslenme gereçlerinden gayet uzakta kalmıştım. Sanki bir şekilde kozmetikle arama koca bir göbek girmişti.
Bu kötü ilişki doğum sonrasında da bir süre devam etti. Ta ki külkedisi Sindirella'ya dönüşmek zorunda olana kadar.
Külkedisi bendeniz doğum iznimin kış mevsimine gelmesi dolayısıyla çok fazla dışarıda kalamamış, ev ortamında bulunmaktan kendimi alamamıştım. Sindirella mevsimi gelip de çalışma günüm gelip çattığında kozadan çıkması gereken kelebek gibi ürkektim. Ne yapacağımı, nasıl giyineceğimi bilemiyor gibiydim. Bir de buna hala üzerime olamayan kıyafetlerim eklenince kendimi çıkmazda bulmamak için dua ediyordum.


Gel gelelim makyaj yapmayı unutan ben rimeli gözüme bulaştıra bulaştıra bir hal oldum. İşe başlamadan önce kuaföre gidip kendimi işe hazırlamaya, biraz daha medeni bir insana benzemeye çalıştım.
Ama beklenen gün çattı, sabah erkenden kalkıp işe gitme zamanı geldi. Gerçi benim erken kalkma ile ilgili bir problemim olamazdı, zira çalar saatim beni geceleri ve sabahları erkenden uyandırmaya kuruluydu. Çalar saat kızım sayesinde alarm ötmeden kalkıp hazırlanmış oluyordum.
İlk işi günü sonrasında makyaj konusunda biraz da olsa kendimi geliştirdim. Giyim konusu da zamanla çözüldü.
Yıllardır çalışma temposuna alışmış bir kişi için çok zor bir şey evde kalmak. Çalışmak insanı zinde kılıyor beyin ve fiziki olarak. Bir çeşit motivasyon bu aslında. Sosyalleşmek, yeni şeyler öğrenmek, yaşadığını farklı olarak anlayabilmek adına çok gerekli.
İşte tüm bunlar kafamda işe başladım ve bir baktım ardım koca bir 7 ay bırakmışım. Geride kalan biricik bebeğim ise günden güne büyümekte. Tabii ki birçok şeyini kaçırıyorum veya ilk şahit olamıyorum fakat Sindirella olmak da gerçekten çok güzel.



Devamını oku...
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Kayıt olmak için E-Posta adresinizi giriniz:

Son Yorumlar

Popüler Yayınlar

Fotoğrafım
Apple of her mum and dad's eye, Yonca came to the world after having 41 weeks and 1 day womb journey and made her beloved ones happy. She was very active inside, so she continues this habit by clapping her hands so many times. Anne ve babasının göz bebeği, şans meleği 41 hafta ve 1 günlük anne rahmi serüveninden sonra dünyaya gelerek sevenlerini sevindirmiştir. İçerideyken kıpır kıpır olan Yonca, dışarıda da bu kıpırtıları bol bol el çırparak göstermektedir.

İzleyiciler